Keloğlan ve Bicirik
Keloğlan ve minik arkadaşı Bicirik'in macera masalıdır.

Bir zamanlar bir köyde Keloğlan adında uzun boylu, iyi kalpli bir delikanlı yaşarmış. Başı kel olduğu için herkes ona Keloğlan dermiş. Yanında da Bicirik adında kısa boylu, çok akıllı bir arkadaşı varmış. Bicirik her zaman renkli kıyafetler giyermiş ve insanları güldürmeyi çok severmiş. İkisi birlikte nice maceralara atılırlarmış.
Bir gün köylerinin üzerine büyük bir kara bulut çökmüş ve güneşi görmez olmuşlar. Köy muhtarı "Eyyy Keloğlan!" diye bağırmış. "Bu karanlık yüzünden ekinlerimiz kuruyor, hayvanlarımız hasta oluyor!" demiş. Bicirik hemen "Hop hop!" diye zıplayarak "Ben biliyorum!" demiş. "Büyülü ormanın derinliklerinde Altın Kuş var, onun tüyleri güneş gibi parlar!" demiş heyecanla.
Keloğlan ve Bicirik hemen yola çıkmışlar. Yolda bir ağacın altında yaşlı bir kadın oturuyormuş. "Su verin bana!" diye inlemiş. Uzun boylu Keloğlan hemen mataradan su verirken, kısa boylu Bicirik de cebinden küçük bir ekmek çıkarıp ikram etmiş. Kadın onlara teşekkür edip "Size yardım edecek sihirli bir ip veriyorum" demiş. "Bu ip sizi her tehlikeden kurtaracak!" demiş gülerek.
Büyülü ormana girdiklerinde, karşılarına kocaman bir ejder çıkmış. "Gaarrr!" diye bağırmış ejder. Kısa boylu Bicirik korkuyla "Ayy ayy!" diye çığlık atarken, uzun boylu Keloğlan sakin kalmış. Sihirli ipi ejderin ayaklarına dolamışlar ve ejder "Vızzz!" diye yere düşmüş. Ejder aslında iyi kalpli bir yaratıkmış ve onlara "Teşekkürler, büyüden kurtardınız beni!" demiş.
Ormanın en derininde, altın kafeste Altın Kuş'u bulmuşlar. Kuş "Cik cik cik!" diye ötüyormuş ama kafesi sihirli kilit kapatmış. Kısa boylu Bicirik akıllı kafasını çalıştırıp "Bilmece soracak bu kilit!" demiş. Kilit gerçekten de sormuş: "Kel kafası, iyi kalbi olan kim?" Uzun boylu Keloğlan gülümseyerek "Benim!" demiş ve kilit "Klik!" diye açılmış.
Altın Kuş özgür olunca, kanatlarını çırpıp "Fırrrr!" diye uçmuş ve tüm orman altın ışıkla dolmuş. Kuş onlara "Siz bana özgürlük verdiniz, ben de size güneşi geri vereceğim!" demiş. Uzun boylu Keloğlan'ın omzuna konup birlikte köye doğru uçmuşlar. Kısa boylu Bicirik de "Yahuuuu!" diye bağırarak Keloğlan'ın arkasından koşmuş.
Köye döndüklerinde, Altın Kuş kanatlarını çırpınca kara bulutlar dağılmış ve güneş tekrar parlamaya başlamış. Köylüler "Yaşasın Keloğlan! Yaşasın Bicirik!" diye bağırarak onları omuzlarda taşımışlar. Muhtar "Siz bizim kahramanlarımızsınız!" demiş sevinçle. Altın Kuş da köyde kalmış ve hep güneşi parlak tutmuş.
O günden sonra köylerinde hep bahar havası esmiş. Uzun boylu Keloğlan ve kısa boylu Bicirik daha nice maceralara çıkmışlar ama hep birlikte, hep el ele vermişler. İnsanlara iyilik etmenin ne kadar güzel olduğunu herkese göstermişler. Dostluk ve iyiliğin her türlü büyüyü yendiğini ispat etmişler.
Gökten üç altın tüy düşmüş:
Biri cesur kalplerin yanında durmuş.
Biri masalı dinleyen çocukların hayallerini süslemiş.
Biri de herkesin kalbine "dostluk her şeye değer" mesajını yerleştirmiş. Ve gökyüzü masal gibi gülümsemiş.
Paylaş
Tepkiniz Nedir?






