Keloğlan ve İngiliz Şövalyeleri
Orta Çağ İngiltere'sinde şövalye olmak isteyen Keloğlan'ın, zekası ve mizah anlayışıyla şatoyu kurtarıp şövalye olduğu eğlenceli bir masaldır

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, Anadolu'dan çok uzaklarda, İngiltere'nin sisli topraklarında bir Keloğlan varmış. Nasıl düştüyse bu diyarlara düşmüş ve bir şatoda aşçı yamağı olarak çalışmaya başlamış.
Şatodaki herkes bu tuhaf görünümlü, kel kafalı ama güler yüzlü çocuğu çok sevmiş. Özellikle Kral Arthur'un kızı Prenses Elizabeth, Keloğlan'ın anlattığı komik hikayelere bayılırmış. Şatonun baş şövalyesi Sir William ise bu durumdan hiç hoşlanmazmış.
Bir gün şatoya koca bir ejderha musallat olmuş. Tüm şövalyeler ejderhayla savaşmaya gitmiş ama hiçbiri başarılı olamamış. Sir William bile ejderhanın karşısında tir tir titremiş. Keloğlan mutfakta çalışırken, ejderhanın aslında sadece karnının acıktığını fark etmiş.
Hemen mutfaktan koca bir tencere çorba almış ve şatonun bahçesine çıkmış. Ejderha öfkeyle ateş püskürürken, Keloğlan "Hey, dostum! Biraz çorba içer misin? Bizim şatonun özel tarifi!" diye seslenmiş. Ejderha önce şaşırmış, sonra gülümsemiş.
Meğer ejderha yüzlerce yıldır kimsenin kendisiyle arkadaş olmak istemediği için üzgünmüş. Keloğlan'ın ikram ettiği çorbayı içince çok mutlu olmuş. O günden sonra şatonun koruyucu ejderhası olmuş ve Keloğlan'la en yakın arkadaş olmuşlar.
Kral Arthur bu duruma çok şaşırmış. "Keloğlan, sen kılıç kullanmadan, zırh giymeden ejderhayı dost ettin. Bu, gerçek bir şövalyenin yapacağı şeydir" demiş. Sir William bu duruma çok bozulmuş ve Keloğlan'ı düelloya davet etmiş.
Düello günü geldiğinde Keloğlan, Sir William'ın karşısına mutfaktan aldığı tavayla çıkmış. Sir William gülmekten kılıcını düşürmüş, Keloğlan da fırsattan istifade tavayla şövalyenin zırhına vurunca, zırh çın çın ötmüş. Herkes gülmekten yerlere yatmış.
Bu komik düellodan sonra Sir William da Keloğlan'la arkadaş olmuş. Kral Arthur, Keloğlan'ı "Sir Keloğlan - Gülen Şövalye" ilan etmiş. Prenses Elizabeth de babasından Keloğlan'ı saray soytarısı yapmasını istemiş.
Böylece Keloğlan hem şövalye hem de saray soytarısı olmuş. Her akşam şatoda anlattığı komik hikayelerle herkesi güldürür, gündüzleri de ejderha dostunun sırtında uçarak şatoyu korurmuş. Sir William da artık onun en yakın dostlarından biri olmuş.
Gökten üç şövalye miğferi düşmüş: Biri güldürerek kazananlara, biri dostluk kuranlara, biri de cesur olanlara. Bu masal da burada bitmiş, İngiltere'nin sisli topraklarında bir kahkaha yankılanmış.
Tepkiniz Nedir?






