Pembe Panter ve Gizemli Elmas
Pembe Panter'in pembe elması arama macerasıdır.

Bir zamanlar İngiltere'nin Londra şehrinde büyük bir müzede çok değerli pembe bir elmas varmış. Bu elmas o kadar güzelmiş ki, onu gören herkes hayran kalırmış. Müzede çalışan insanlar bu elması çok severler, her gün parlatırlarmış. Ama bir gün elmas kaybolmuş ve kimse nerede olduğunu bilmiyormuş.
Bu durumu duyan Pembe Panter hemen müzeye koşmuş. Pembe renkteki bu akıllı panter, zor durumları çözmeyi çok severmiş. Müzeye girdiğinde "Hmm, hmm!" diye düşünceli sesler çıkarmış. Etrafı incelemeye başlamış ve her köşeyi dikkatli bir şekilde araştırmış. "Bu işin altında mutlaka bir şey var" demiş kendi kendine.
İlk olarak elmasın bulunduğu camın yanına gitmiş. Yerde küçük kırıntılar görmüş ve "Aha!" diye sevinmiş. Bu ip uçları onu bahçeye götürmüş. Bahçede kazılmış toprak izleri varmış. "Tap tap tap!" sesleriyle yürüyerek izleri takip etmiş. Ama elmas orada da yokmuş, sadece boş bir çukur bulmuş.
Pembe Panter pes etmemiş ve müzenin içindeki diğer odaları aramaya başlamış. Temizlik odasına girdiğinde "Çıt çıt!" sesleriyle kapılar açılmış. Orada temizlik malzemeleri arasında garip bir parıltı görmüş. "Vay be!" diye bağırmış ama o da sadece parlak bir temizlik spreyi çıkmış. Hayal kırıklığına uğramış ama yine de aramaya devam etmiş.
Kütüphane bölümüne geçtiğinde kitapların arasını karıştırmış. "Şırr şırr!" sesleriyle sayfaları çevirmiş ama elmas orada da yokmuş. Sonra resim galerisine gitmiş ve tabloların arkalarını kontrol etmiş. "Hmm, burası da boş" demiş. Her yere bakmış ama elmasın izine rastlamamış.
Tam o sırada müzenin kedisi "miyav miyav!" diye seslenmiş. Pembe Panter kedinin peşinden gitmiş ve kedi onu tuhaf bir yere götürmüş. Müzenin çatı katında unutulmuş eski bir sandık varmış. Sandığı açtığında "gıcır!" sesiyle kapak açılmış. İçinde eski eşyalar ve... pembe elmas varmış! "Yaşasın buldum!" diye sevinçle bağırmış.
Meğer elmas yanlışlıkla başka eşyalarla birlikte bu sandığa konulmuş ve unutulmuşmuş. Pembe Panter elması dikkatli bir şekilde alıp müze müdürüne götürmüş. Müze müdürü çok sevinmiş ve "Teşekkür ederiz Pembe Panter!" demiş. Elmas tekrar yerine konulmuş ve herkes mutlu olmuş.
Pembe Panter işini bitirdikten sonra mutlu bir şekilde müzeden çıkmış. "Sabırla her şey bulunur" demiş gülümseyerek. Şehir halkı onun bu başarısını duymuş ve hep birlikte alkışlamışlar. O günden sonra kayıp eşya olduğunda hep Pembe Panter'i çağırmışlar.
Müze tekrar ziyaretçileriyle dolmuş ve pembe elmas eskisi gibi parıldamaya başlamış. Çocuklar gelip elması seyrederken Pembe Panter'in hikayesini dinlermişler. "Ne kadar akıllı!" derlermiş hayranla. Pembe Panter da bu durumdan çok memnunmuş ve yeni maceralar aramaya başlamış.
Gökten üç pembe yaprak düşmüş: Biri sabıra dönüşmüş, çünkü acele etmeden aramak her şeyi bulur. Biri masalı dinleyen çocukların kalbine merak olmuş. Biri de herkesin kalbine dikkatli olma alışkanlığı olmuş.
Paylaş
Tepkiniz Nedir?






