Çok Gülen Çiğköfteci
Şanlıurfa'da çiğköfte yapan neşeli bir ustanın, üç arkadaşıyla birlikte yaşadığı olayları anlatan bir masaldır.

Bir varmış bir yokmuş, Şanlıurfa'nın eski çarşısında, herkesin "Gülen Rızo" diye bildiği bir çiğköfte ustası varmış. Rızo usta öyle neşeli, öyle şakacıymış ki dükkânına gelen herkes gülmeden çıkamazmış. Yanında çalışan Memo çırağı ve karşı dükkândaki bakkal Yunus amca ile her gün türlü şakalaşmalar yaparlarmış.
Bir gün Rızo usta, her zamanki gibi sabah erkenden dükkânını açmış. Çiğköftesini yoğururken kendi kendine türküler söylüyor, bir yandan da gelip geçenlere el şakası yapıyormuş. Memo çırak da ustasının bu halini görünce kahkahalarla gülüyormuş.
Derken bakkal Yunus amca telaşla dükkâna gelmiş. "Rızo kardaş, duydun mu? Yarın şehrin en önemli misafirleri geliyormuş. Vali bey bile gelecekmiş!" demiş. Rızo usta hiç telaşlanmamış, "Gelsinler bakalım, bizim çiğköftemizin tadına baksınlar!" diye gülmüş.
O sırada dükkâna sürekli müşterileri olan postacı Kemal de gelmiş. Her zamanki gibi acılı çiğköfte istemiş ama Rızo usta ona öyle bir acılı çiğköfte yapmış ki, zavallı Kemal'in gözlerinden yaşlar gelmiş. Herkes gülmekten yerlere yatmış.
Ertesi gün vali ve misafirler gerçekten de çarşıya gelmişler. Rızo usta onlara özel bir çiğköfte yapmış. Ama tam misafirlere ikram edeceği sırada, Memo'nun getirdiği tepsiye takılıp sendelemiş. Neyse ki çiğköfteler yere dökülmemiş ama Rızo ustanın bu hali herkesi öyle bir güldürmüş ki, vali bile kahkahalarla gülmekten kendini alamamış.
Misafirler çiğköftenin tadına bakınca hayran kalmışlar. Vali bey, "Bu kadar lezzetli çiğköfte yemedim, bir de bu kadar neşeli bir usta görmedim!" demiş. O günden sonra dükkânın ünü daha da artmış. Artık uzak şehirlerden bile Gülen Rızo'nun çiğköftesini yemeye gelir olmuşlar.
Rızo usta, Memo çırak, bakkal Yunus amca ve postacı Kemal her akşam dükkânı kapatırken oturup sohbet eder, günün komik olaylarını konuşurlarmış. Birbirlerine destek olur, zor günlerinde yardımlaşırlarmış.
Günler böyle neşeyle geçerken, bir gün Rızo usta çırağı Memo'ya dükkânın anahtarını vermiş. "Artık sen de bir ustasın," demiş. "Ama unutma, en önemli malzememiz sevgi ve neşedir." Memo da ustası gibi güler yüzlü, şakacı bir usta olmuş.
O gün bu gündür, Şanlıurfa çarşısında bu neşeli dükkândan geçenler, içeriden gelen kahkahaları duyar, gülümserlermiş. Derler ki, mutluluk ve bereket, güler yüzle gelirmiş. Gökten üç tane acı isot düşmüş; biri Rızo ustanın çiğköftesine, biri gülen müşterilerin sofrasına, biri de bu masalı dinleyenlerin başına...
Tepkiniz Nedir?






