Fareli Köyün Kavalcısı

Küçük bir köyü farelerden kurtaran gizemli kavalcı ve köylülerin ona verdiği sözü tutmaması üzerine yaşananları anlatan masaldır.

Fareli Köyün Kavalcısı

Masalı Dinle

Evvel zaman içinde, uzak diyarlarda Çiçek Köyü adında şirin bir yer varmış. Bu köy, rengarenk çiçekleri ve yemyeşil ağaçlarıyla adeta bir cennet köşesi gibiymiş. Köyde yaşayan insanlar mutlu ve huzurlu bir hayat sürer, sabahları kuş sesleriyle uyanırlarmış. Akşamları hep birlikte neşeyle sofralarına oturup, güzel vakit geçirirlermiş.

Ancak Çiçek Köyüne büyük bir dert çıkagelmiş: Fareler gelmiş! Köyü o kadar çok fare basmış ki, her yer farelerle dolup taşmış. Evler, bahçeler, tarlalar farelerin istilasına uğramış. Fareler her şeyi eskitiyor, yiyecekleri yiyor ve ortalığı birbirine katıyorlarmış. Tam da bu zor zamanlarda, köye uzak diyarlardan genç bir kavalcı çıkagelmiş.

Bu kavalcı, neşeli gözleri ve sırtında eski kavalıyla köye girmiş. Köylüler bu yabancıyı merakla karşılamışlar. Kavalcı, köy meydanında toplanan köylülere seslenerek, fare sorunlarına çare olabileceğini söylemiş.

Kavalcı, sihirli bir kavalının olduğunu ve fareleri köyden uzaklaştırabileceğini iddia etmiş. Bunun karşılığında ise fareler gittikten sonra bir çuval altın istemiş çünkü paraya çok ihtiyacı varmış. Köylüler farelerden kurtulmak için her şeyi yapmaya razı olmuşlar ve teklifi kabul etmişler. Kavalcı, kavalını dudaklarına götürüp üflemeye başlamış. Kavaldan öyle güzel, öyle sihirli bir müzik yayılmış ki, tüm köy büyülenmiş. Müzikle birlikte, evlerden, deliklerden binlerce fare çıkmaya başlamış. Fareler, müziğin sesine doğru koşarak kavalcıyı takip etmeye başlamışlar.

Kavalcı önde, fareler arkada köyden çıkmışlar ve ormana doğru yönelmişler. Köylüler sevinçle farelerin gidişini izlemişler. Kısa süre sonra köyde farelerden eser kalmamış. Köylüler derin bir oh çekmişler.

Farelerden kurtulan köylüler çok mutlu olmuşlar. Ancak bir süre sonra kavalcıya söz verdikleri altını vermekten vazgeçmişler. "Bir çuval altın çok fazla," diye düşünmüşler ve kavalcıyı küçümsemişler. Kavalcı altını istemeye geldiğinde ise onu kovmuşlar.

Kavalcı bu duruma çok üzülmüş ve köylülere bir ders vermek istemiş. Kavalını tekrar eline almış ve bu sefer daha farklı bir müzik çalmaya başlamış. Bu müzik, çocukların kalplerini hoplatan, onları yerlerinde durduramayan bir müzikmiş. Köydeki tüm çocuklar, müziği duyar duymaz kavalcıya doğru koşmaya başlamışlar.

Çocukların peşinden gittiğini gören köylüler paniklemişler. Çocuklarını geri getirmesi için kavalcıya yalvarmışlar ve altınlarını vermeyi kabul etmişler. Kavalcı, köylülere sözünde durmanın önemini anlatmış ve çocukları geri vermiş. Köylüler de sözlerini tutup kavalcıya altınlarını vermişler. O günden sonra Çiçek Köyü'nde herkes sözüne sadık kalmış ve mutlu yaşamışlar.

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow