Kaslı Johnny Bravo
Kendini çok beğenen Johnny Bravo iç güzelliğin önemini anlar.
Bir zamanlar Johnny Bravo adında kaslı bir delikanlı yaşarmış. Johnny'nin sarı saçları gökyüzüne doğru kabarık dururmuş, siyah gözlüğü hiç çıkmazmış yüzünden. Her sabah aynaya bakıp "Vay be bebek, bu kaslar, bu saçlar, bu yakışıklılık!" dermiş. Annesi Bunny Teyze mutfaktan "Johnny, yine mi aynada poz kesiyorsun?" diye seslenirmiş ama Johnny dinlemezmiş.
Bir sabah Johnny şehrin parkına gitmiş. Güneş gözlüğünü takmış, kollarını şişirmiş ve "Selam güzeller, Johnny Bravo geldi!" diye bağırmış. "Woop-chaaaa!" Parkta oynayan çocuklar gülmüş, bankta oturan teyzeler kaşlarını çatmış. O sırada en yakın arkadaşı Carl gelmiş. Carl ince, gözlüklü, zeki bir çocukmuş. "Yine mi Johnny? Her gün aynı şovlar" demiş.
Tam o sırada parkta büyük bir panik çıkmış. "Aaaah, yardım edin!" diye bağırıyormuş yaşlı bir adam. Tekerlekli sandalyesi patikanın kenarına sıkışmış, hareket edemiyormuş. Johnny hemen koşmuş: "Korkma dede, süper kaslı Johnny burada!" Kollarını şişirmiş, iteklemiş, ama sandalye kıpırdamamış. Çünkü Johnny itmek yerine kaslarını göstermeye çalışıyormuş.
Carl sessizce yanına gelmiş. "Johnny, biraz kenara çekil bakalım" demiş. Sandalyenin tekerleklerine bakmış, "Aha, taş sıkışmış buraya!" demiş. Küçük bir dal bulmuş, "Hop!" diye taşı çıkarmış. Sandalye rahatça hareket etmiş. Yaşlı adam gülümsemiş: "Çok teşekkür ederim evladım. Güç kaslardan değil, akıldan gelirmiş demek!" Johnny'nin yüzü kıpkırmızı olmuş.
Akşam eve döndüğünde annesi Bunny sofrayı kurmuş. "Oğlum, bugün nasıl geçti?" diye sormuş. Johnny keyifsizmiş: "Anne, ben hep kaslarımla övünüyorum ama bugün hiçbir işe yaramadılar. Carl benden daha çok yardım etti." Annesi başını okşamış: Yavrucuğum, güçlü olmak güzel ama iyi bir kalbe sahip olmak daha değerli demiş.
Ertesi gün Johnny tekrar parka gitmiş. Bu sefer farklıymış. Aynaya bakmadan çıkmış evden. Parkta bir çocuk düşmüş, dizini acıtmış. Johnny koşmuş: "Gel kardeşim, sana yardım edeyim" demiş. Çocuğu kucaklamış, annesine götürmüş. "Yaşaaa!" diye sevinerek bağırmış çocuk.
Sonra Carl'ı görmüş: "Carl, gel bugün seninle basketbol oynayalım. Ama kaslarımı göstermek için değil, eğlenmek için!"
Carl şaşırmış: "Johnny, sen iyi misin?" demiş gülerek. Johnny gülmüş: "İyiyim, sadece anladım ki sürekli gösteriş yapmak saçmaymış. Asıl önemli olan iyi biri olmak, arkadaşlarına değer vermek ve başkalarına yardım etmek." Birlikte basketbol oynamışlar.
Akşam parktan çıkarlarken yaşlı adam tekrar görmüş onları. "Aa, siz dünkü yardımsever gençler değil misiniz? Gelin size dondurma ısmarlayayım" demiş. Johnny ve Carl çok sevinmişler. "Yeeeey!" Dondurmalarını yerlerken Johnny düşünmüş: Dünkü havalı Johnny'den çok bugünkü yardımsever Johnny daha mutluymuş. Carl'a dönmüş: "Biliyorsun, sen en iyi arkadaşsın. Bana hep doğruyu gösteriyorsun."
Gökten üç güneş gözlüğü düşmüş: Biri ayna olmuş, çünkü asıl güzellik içten gelirmiş. Biri masalı dinleyen çocukların kalbine alçakgönüllülük olmuş. Biri de herkesin kalbine dostluk ve iyi kalplilik olmuş.
Paylaş
Tepkiniz Nedir?
Beğendim
3
Beğenmedim
1
Sevdim
1
Güldüm
1
Kızdım
1
Üzüldüm
0
Şaşırdım
0
