Keloğlan ve Aykız

Keloğlan'ın sevdiği Aykız'ı kötü kalpli devden kurtarmak için çıktığı yolculukta dostluğun ve sevginin gücünü anlatan bir masaldır.

Keloğlan ve Aykız

Masalı Dinle

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, pireler berber iken, develer tellal iken, ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallarken, bizim köyün birinde sevimli mi sevimli, iyi yürekli bir Keloğlan yaşarmış.

Bir gün köyün çeşmesinde öyle güzel bir kız görmüş ki, görür görmez büyülenmiş! Kızın yüzü aydan daha parlak, saçları ipek gibi kapkara, gözleri yıldızlar gibi ışıl ışılmış. Aykız derlermiş bu güzel kıza. Keloğlan'ın minik yüreği o anda pır pır etmeye başlamış.

Her sabah güneşle birlikte çeşme başına koşar olmuş bizim Keloğlan. Uzaktan uzağa, gülümseyerek seyredermiş Aykız'ı. Derken bir gün cesaretini toplamış ama bir de ne görsün? Aykız ortalarda yokmuş! Sanki sihirli bir değnekle dokunulmuş da kaybolmuş.

"Aykız nerede?" diye herkese sormuş. Sonunda ak saçlı, tatlı mı tatlı bir nine söylemiş: "Ah benim güzel çocuğum," demiş, "Koca bir dev kaçırdı Aykız'ı. Kaf Dağı'nın ardındaki kalesine götürdü yavrucağı!"

Keloğlan hemen yola çıkmaya karar vermiş. Annesinden aldığı sihirli tarağı bir cebine, biraz yiyecek öbür cebine koyup düşmüş yollara! Bu Keloğlan öyle iyi kalpli, öyle tatlı dilliymış ki bütün hayvanlar en yakın dostuymuş.

Üç yol ağzında düşünürken, "Cik cik!" diye şirin bir ses duymuş. Bir de bakmış ki ne görsün? Geçen gün koruduğu minik karınca! "Sağ yoldan git canım Keloğlan, sevdiğine o yol götürür seni!" demiş karınca.

Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş (o kadar yürümüş ki ayakları yorulmuş). Kocaman bir nehrin kıyısına varınca, pırıl pırıl bir balık sıçramış suyun üstüne: "Atla sırtıma Keloğlan! Sen bana iyilik etmiştin, şimdi sıra bende!"

Nehri geçince karşısına öyle yüksek bir dağ çıkmış ki, tepesi bulutların içindeymiş! Tam "Şimdi ne yapacağım?" derken, kanatlı bir dost gelmiş yardımına. Koca bir kartal süzülüp inmiş yanına: "Bin sırtıma Keloğlan! Sen benim yavrumu kurtarmıştın, şimdi sıra bende!"

Devin kalesine varınca, koca dev mışıl mışıl uyuyormuş. Keloğlan usulca sihirli tarağı çıkarıp yere bırakmış. Bir anda tarak kocaman, yemyeşil bir ormana dönüşüvermiş! Dev uyanıp peşlerine düşmüş ama bizim akıllı Keloğlan çoktan Aykız'ı bulup yola koyulmuş bile!

Meğer Aykız da uzaktan uzakta hayranmış Keloğlan'a! Onun cesur yüreğini, tatlı dilini, iyi kalpliliğini ta başından beri bilirmiş. Köye döner dönmez öyle güzel bir düğün yapmışlar ki, yedi gün yedi gece sürmüş! Davullar neşeyle çalmış, zurnalar şen şen öttürmüş, herkes el ele verip dans etmiş.

Gökyüzündeki bulutlar dans etmiş, yıldızlar göz kırpmış, ay gülümsemiş! Gökten üç elma düşmüş: Biri bu güzel masalı anlatana, biri can kulağıyla dinleyene, sonuncusu da sevimli Keloğlan ile güzel Aykız'a! Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine...

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow