Gökkuşağı Gezegeni

Renklerin kaybolduğu Spektra gezegeninde, küçük uzay kâşifi Luna ve arkadaşlarının macerasını anlatan bir masaldır.

Gökkuşağı Gezegeni

Masalı Dinle

Evrenin en uzak köşelerinden birinde, Spektra adında rengarenk bir gezegen varmış. Bu gezegende yaşayan herkes ve her şey, gökkuşağının en canlı renkleriyle parlarmış. Ancak bir sabah, gezegenin sakinleri uyandıklarında tüm renklerin kaybolduğunu görmüşler. Her yer siyah ve beyaza bürünmüş.

Spektra'nın en meraklı çocuklarından Luna, pembe saçları ve yıldız şeklindeki gözleriyle tanınan küçük bir uzay kâşifiymiş. En yakın arkadaşları: mor kristallerden oluşan Parla, uçabilen mavi tüylü Bulut, üç anteni olan yeşil uzaylı Zeki ve renkleri görebilen kırmızı robot Nova ile birlikte renkleri geri getirmeye karar vermişler.

Gezegenin bilge lideri Gökkuşağı Nine onlara, "Renkler, Karanlık Bulutlar Vadisi'ndeki Renk Hırsızı tarafından çalındı. Ancak dikkatli olun, vadiye giden yol türlü zorluklarla dolu," demiş. Luna ve arkadaşları cesaretlerini toplayıp yola çıkmışlar.

Yolculukları sırasında önce Yankı Mağarası'na gelmişler. Mağarada her ses binlerce kez tekrarlanıyormuş. Bulut'un güzel sesiyle söylediği şarkılar sayesinde, mağaranın ruhu onlara yol göstermiş. Ardından Ters Yerçekimi Vadisi'ne varmışlar. Burada Parla'nın kristal yapısı sayesinde hep birlikte dengede kalabilmişler.

Zeki'nin üç anteni sayesinde tehlikeleri önceden sezip, Atlayan Taşlar Nehri'ni güvenle geçmişler. Nova'nın özel sensörleriyle renklerin izini sürerek ilerlemeye devam etmişler. Luna ise ekibi cesaretlendirip birlik olmalarını sağlamış.

Sonunda Karanlık Bulutlar Vadisi'ne ulaşmışlar. Renk Hırsızı, dev bir gölge yaratığıymış. "Neden renklerimizi çaldın?" diye sormuş Luna. Renk Hırsızı üzgün bir sesle, "Çünkü ben hiç renkli olamadım, hep karanlıktım," demiş.

Luna ve arkadaşları birbirlerine bakıp gülümsemişler. "Renkleri paylaşmak istersen, sen de renkli olabilirsin," demiş Luna. Hep birlikte el ele tutuşup bir dostluk çemberi oluşturmuşlar. Nova'nın içindeki renk sensörü parlamaya başlamış ve Renk Hırsızı'nın üzerine gökkuşağı renkleri yağmış.

Renk Hırsızı o kadar mutlu olmuş ki, çaldığı tüm renkleri geri vermiş. Spektra gezegeni yeniden eski canlı renklerine kavuşmuş. Artık Renk Hırsızı da aralarında yaşıyor, gezegenin en renkli festivalleri onun sayesinde düzenleniyormuş.

O günden sonra Spektra'da kimse birbirini dış görünüşüne göre yargılamamış. Luna ve arkadaşları, farklılıkların aslında hayatı renklendiren en güzel şey olduğunu herkese göstermişler. Gökkuşağı Nine her yıl bu günü "Renkler ve Dostluk Günü" olarak kutlamış.

Ve böylece uzayın derinliklerindeki bu renkli gezegende, dostluğun ve paylaşmanın gücü, karanlığı bile rengarenk bir mutluluğa dönüştürebileceğini göstermiş. Luna'nın dediği gibi: "Hayat, paylaştıkça renklenen bir gökkuşağı gibidir."

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow