Tasarım Prensesi Alya
Farklı yetenekleriyle öne çıkan Alya'nın tasarımcı olma hayali kuran bir kızın masalıdır.

Bir varmış bir yokmuş, İzmir'in güzel sokaklarında Alya adında meraklı bir kız yaşarmış. Alya'nın en belirgin özelliği, kıvırcık saçlarının bazen parlak kırmızı, bazen ise siyah olmasıymış. Bu farklı görüntüsü, onu diğer çocuklardan ayırırmış.
Alya daha küçücük yaşından beri kıyafetlere ve renklere bayılırmış. Oyuncak bebeklerine renkli kağıtlardan elbiseler yapar, "Ben büyüyünce harika kıyafetler tasarlayacağım!" dermiş. Annesi Zeynep Hanım, kızının bu yeteneğini görünce ona küçük bir çizim defteri hediye etmiş.
Alya'nın en yakın arkadaşı Defne varmış. Defne ve Alya birlikte resim yapmayı ve hayaller kurmayı çok severlermiş. İki arkadaş bahçede otururken "Cik cik cik" diye öten kuşları dinler, onların renklerinden ilham alırlarmış.
Okula başladığında, Alya'nın farklı saçları bazı çocukların dikkatini çekmiş. "Neden saçların bu kadar değişik?" diye sormuşlar. Alya başta üzülmüş ama sonra gülümsemiş: "Çünkü renkleri seviyorum, herkesin farklı olması dünyayı daha güzel yapar."
Bir gün okulda öğretmenleri Ayşe Hanım, "Çocuklar, yıl sonu şenliğimizde bir kostüm gösterisi yapacağız" demiş. "Herkes kendi kostümünü kendisi hazırlayacak." Alya bu habere çok sevinmiş! Evde koşarak annesine anlatmış ve hemen çizimler yapmaya başlamış.
Alya kostümünü hazırlarken "Fışş fışş" diye makasını çalıştırır, "Pıt pıt pıt" diye kalemleriyle boyarmış. Çok renkli, pullu bir kostüm yapmış. Annesi "Alya'cığım, bu kostüm harika olmuş!" demiş. Babası da gurur duyarak Alya'nın başını okşamış.
Şenlik günü geldiğinde tüm çocuklar kendi kostümleriyle okula gelmiş. Alya'nın kostümü parlak renkleriyle çok dikkat çekmiş. Öğretmeni "Bu harika kostümü sen mi yaptın?" diye sorunca, Alya utanarak başını sallamış.
O gün okulda bulunan ünlü tasarımcı Esin Hanım, Alya'nın kostümünü çok beğenmiş. Alya'nın yanına gelip "Çok yeteneklisin küçük hanım" demiş. Alya sevinçten "Hopppaa!" diye zıplamış yerinde.
Şenlik sonrasında Alya, Esin Hanım'ın verdiği kartviziti annesine göstermiş. "Anne, ben büyüyünce gerçekten tasarımcı olabilir miyim?" diye sormuş. Annesi gülümsemiş: "Elbette olabilirsin canım, yeter ki çalış ve hayallerinin peşinden git."
Yıllar geçmiş, Alya büyümüş ve İzmir'in sevilen çocuk kıyafetleri tasarımcısı olmuş. Dükkanının adı "Alya'nın Rengarenk Dünyası"ymış. Çizdiği renkli kıyafetleri tüm çocuklar giymek istiyormuş.
Alya her yeni tasarımında "Farklı olmak güzeldir" mesajını vermeye çalışıyormuş. Kıyafetlerinin etiketlerine "Senin farklılıkların, senin süper güçlerin!" yazarmış. Çünkü farklılıklarıyla barışık olmanın ne kadar önemli olduğunu biliyormuş.
Bir gün dükkanına küçük bir kız gelmiş. Kızın saçları tıpkı Alya'nınki gibi farklı renkliymiş. "Herkes benimle dalga geçiyor" diye ağlıyormuş. Alya ona kendi hikayesini anlatmış ve özel bir elbise tasarlamış. "Farklı olmak özeldir" demiş.
Gökten üç kumaş parçası düşmüş; biri hayal kuranlara, biri farklılıklarıyla gurur duyanlara, biri de kendi renkli dünyasını yaratmak isteyenlere. Bu masalı dinleyen çocukların kalbi, Alya'nın renkleri gibi parlasın!
Tepkiniz Nedir?






