Bir varmış bir yokmuş, Konya'nın güzel mi güzel bir mahallesinde, küçük Ayşe adında sevimli bir kız çocuğu yaşarmış. Ayşe'nin en sevdiği şey, babaannesinin küçük bahçesindeki gülleri sulamak ve onlarla konuşmakmış.
Bir gün, güneşin en parlak olduğu öğle vaktinde, Ayşe yine gülleri sularken, pembe bir gülün yapraklarının arasından üç minik ışık parlamaya başlamış. Bu ışıklar yavaşça büyümüş ve Ayşe'nin karşısında üç sevimli peri belirmiş: Gülperi, Şebnem ve Işıl.
Periler Ayşe'ye gülümseyerek "Merhaba küçük dostumuz!" demişler. "Biz bu bahçenin sihirli perileriyiz. Senin güllere gösterdiğin sevgi ve özen bizi çok mutlu etti. Bu yüzden sana bir hediye vermek istiyoruz."
Ayşe şaşkınlıkla "Gerçek periler mi görüyorum?" diye sormuş. Gülperi gülerek "Evet canım, biz gerçeğiz. Sana öyle bir hediye vereceğiz ki, tüm mahalleni güzelleştirecek" demiş.
Şebnem elindeki sihirli değneği sallamış ve Ayşe'nin ellerine altın tozları serpmiş. "Artık dokunduğun her çiçek, daha güzel ve daha sağlıklı büyüyecek. Ama unutma, bu güç sadece başkaları için kullanıldığında işe yarar" demiş.
Ayşe bu hediyeyle çok mutlu olmuş. Hemen mahalledeki hasta ve solgun çiçekleri iyileştirmeye başlamış. Kısa sürede tüm mahalle rengarenk çiçeklerle dolmuş. Komşular bu değişime çok şaşırmış ve sevinmişler.
Bir gün, kötü kalpli bir adam mahalledeki tüm çiçekleri koparmak istemiş. Ayşe çok korkmuş ama Işıl perisi ona cesaret vermiş: "Korkma Ayşe, senin kalbin güzelliklerle dolu. Bu güç her zaman kötülüğü yener."
Ayşe cesaretini toplayıp adamın yanına gitmiş ve ona çiçeklerin güzelliğinden, doğanın öneminden bahsetmiş. Adamın kalbi Ayşe'nin içten sözleriyle yumuşamış ve pişman olmuş. Hatta daha sonra mahalle bahçesinin bakımına yardım etmeye başlamış.
Üç peri, Ayşe'nin bu başarısını görünce çok mutlu olmuşlar. "Sen sadece çiçekleri değil, insanların kalplerini de güzelleştiriyorsun" demişler. O günden sonra Konya'nın bu mahallesi, şehrin en güzel ve en mutlu mahallesi olmuş.
Ve böylece Ayşe öğrenmiş ki, sevgi ve iyilikle yaklaştığında, en zorlu sorunlar bile çözülebilirmiş. Masalımız da burada bitmiş. Gökten üç gül yaprağı düşmüş: Biri iyilik yapanlara, biri doğayı koruyanlara, biri de bu masalı dinleyenlere...