Yıldıztozu Peri Gezegeni
Uzak bir gezegende yaşayan yardımsever perilerin masalıdır.

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, çok uzak galaksilerde Yıldıztozunu adında büyülü bir gezegen varmış.
Bu gezegende üç arkadaş peri yaşarmış. Birincisinin adı Melodi'ymiş, sesinden müzik notaları fışkırır, üzgün kalpleri neşelendirir, güzel şarkılar söylermiş. İkincisinin adı Parıltı'ymış, ellerinden kristal renkli ışınlar çıkar, karanlık yerleri aydınlatır, gözleri yıldız gibi parıldarmış. Üçüncüsünün adı Sevincik'miş, gittiği her yerde çiçekler açar, güller büyür, kediler miyavlar kuşlar cıvıldarmış.
Yıldıztozunu gezegeninde yaşayan bütün periler büyük bir sır bilirlermiş. Ellerindeki kristal değnekleri sayesinde başka gezegenlere ışınlanabilir, oradaki canlılara yardım edebilirlermiş. Ama bir kuralları varmış: sadece gerçekten yardıma ihtiyaç duyan, iyi kalpli varlıklara yardım edebilirlermiş.
Bir gün üç arkadaş, gezegenlerinin en bilge perisi Gümüşkanat Hanım'ın yanına gitmişler. Gümüşkanat Hanım onlara özel bir görev vermiş: "Sevgili yavrularım, Dünya adında bir gezegen var. Orada insan denen varlıklar yaşıyor. Bazıları çok üzgün, bazıları yalnız, bazıları da korkuyor. Gidip onlara yardım edin, ama unutmayın, görünmeden, fark ettirmeden yardım etmelisiniz."
Üç arkadaş çok heyecanlanmış. Kristal değneklerini havaya kaldırmışlar ve "Yardıma gidiyoruz!" diye bağırarak gümüş ışınıyla Dünya'ya ışınlanmışlar.
İlk durdukları yer bir parkın kenarıymış. Burada küçük bir kız ağlıyormuş çünkü oyuncak ayısını kaybetmiş. Melodi hemen güzel bir ninni söylemeye başlamış, sesi rüzgarla karışarak kızın kulağına ulaşmış. Kız sakinleşmiş ve oyuncak ayısının piknik masasının altında olduğunu hatırlamış. Ayısını bulunca çok sevinmiş.
İkinci durağa gitmişler, burada yaşlı bir dede bankta tek başına oturuyormuş. Çok yalnız görünüyormuş. Parıltı ellerinden güzel ışınlar çıkarmış, dedenin etrafına sıcak bir ışık yaymış. Bu sırada rastlantı gibi komşusu gelmiş ve dedeyle sohbet etmeye başlamışlar. Dede artık yalnız değilmiş.
Üçüncü durağa vardıklarında, hasta bir çocuk görmüşler pencereden dışarı bakıyormuş ama çok solgunmuş. Sevincik hemen pencere önüne güzel çiçekler büyütmüş, rengârenk kelebekler göndermişler, küçük kuşlar gelip şarkı söylemişler. Hasta çocuk bu güzel manzarayı görünce yüzü gülmüş, ruh hali düzelmiş.
Ama en güzel olay dördüncü durağa geldiklerinde yaşanmış. Burada iki arkadaş kavga ediyormuş, oyuncaklarını paylaşamıyorlarmış. Üç peri birlikte büyü yapmışlar: Melodi dostluk şarkısı söylemiş, Parıltı kalpleri ısıtan ışık göndermiş, Sevincik etrafına sevgi çiçekleri dikmiş. İki arkadaş birden "Özür dilerim" demişler ve oyuncaklarını paylaşmaya başlamışlar.
Gün boyunca nice insana yardım etmişler. Kaybolmuş kedilere ev bulmuşlar, üzgün annelere umut vermişler, korkmuş çocukları cesaretlendirmişler. Hep birlikte çalıştıkları için işler çok kolay gelmiş.
Akşam olduğunda gezegen başkentlerine döndükleri zaman, bütün periler onları alkışlamış.
Ve Yıldıztozu gezegeninde bütün periler şu dersi öğrenmiş: En büyük büyü, başkalarına yardım etmek; en güzel ışık, dostluğun ışığı; en güzel çiçek, sevginin çiçeğiymiş.
Masalımız böylece sona ermiş. Gökten üç yıldıztozu tanesi düşmüş: Biri yardımseverlere, biri dostluk kuranlara, biri de sevgi dağıtanlara. Ve o günden sonra kim bu masalı dinlerse, kalbinde küçük bir peri büyüsü hissedermiş.
Tepkiniz Nedir?






