Prenses ve Uçan Halı

Prenses Selcan sihirli halısıyla büyülü maceralar yaşar ve krallığını kurtarır.

Prenses ve Uçan Halı

Masalı Dinle

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, yedi krallığın ötesinde muhteşem bir ülke varmış. Bu ülkenin prensesi Selcan, ay gibi güzel, güneş gibi parlak bir kızmış. Sarayın bahçesinde tavus kuşlarıyla oynar, "Gel gel geeel!" diye onları çağırırmış. Her sabah balkona çıkar, halkına el sallar, "Günaydııın sevgili halkım!" dermiş.

Günlerden bir gün, Prenses Selcan sarayın en eski kulesine çıkmış. Orada toz içinde, örümcek ağlarıyla kaplı bir oda bulmuş. "Aaaa, burası ne kadar eski!" demiş şaşkınlıkla. Odanın köşesinde mor ve altın rengi ipliklerle dokunmuş, üzerinde yıldızlar parlayan bir halı görmüş. Halıya yaklaşınca, halı kendi kendine "vııız vııız" diye ses çıkarmaya başlamış.

Prenses merakla halının üzerine oturmuş. "Acaba bu halı ne yapıyor?" diye düşünürken, halı aniden havalanmış! "Vaaaay, ben uçuyoruuum!" diye sevinçle haykırmış Selcan. Halı onu bulutların üzerine çıkarmış, rüzgar saçlarını "fırrr fırrr" savuruyormuş. Kuşlar yanından geçerken "civ civ civ" diye selam vermişler.

Tam o sırada, ufukta kara bulutlar belirmiş. Krallığın sınırlarında kötü kalpli Kara Büyücü Zargon ve ordusu görünmüş. "Muahahaha! Bu krallık artık benim olacak!" diye bağırmış Zargon. Askerlerine "İleriii!" diye emir vermiş. Zavallı halk korkudan evlerine saklanmış, "Eyvaaah, ne yapacağız?" diye ağlaşmışlar.

Prenses Selcan yukarıdan her şeyi görmüş. "Hayır! Krallığımı size vermem!" demiş cesurca. Sihirli halısıyla hızla aşağı inmiş, "Viyuuuu" diye rüzgar esmişti. Kara Büyücü'nün önüne dikilmiş. "Dur bakalım Zargon! Benimle mücadele etmeden krallığımı alamazsın!" demiş. Zargon "Pöh! Sen küçük bir prensessin, bana ne yapabilirsin ki?" diye alay etmiş.

Prenses Selcan sihirli halısına binmiş ve Zargon'un etrafında dönerek ona büyülü toz serpmiş. "Fış fış fışşş!" diye tozlar saçılmış etrafa. Zargon hapşırmaya başlamış, "Hapşuuu! Hapşuuu!" Sonra Prenses halısıyla Zargon'un asasını kapmış. "Hoop! Aldım asanı!" demiş gülerek. Asasız kalan Zargon güçsüzleşmiş, "Olamaaaz!" diye bağırmış.

Prenses Selcan halısıyla gökyüzüne yükselmiş ve büyülü bir ışık yaratmış. "Şimdi size göstereceğim!" demiş. Işık tüm krallığı sarmış, "Pırıl pırıl" parlamış her yer. Zargon ve askerleri bu ışıktan çok korkmuşlar. "Kaçııın!" diye bağırarak koşmaya başlamışlar. "Tap tap tap" ayak sesleri uzaklaşmış.

Halk evlerinden çıkmış, "Yaşasın Prenses Selcan! Hurraaa!" diye sevinç çığlıkları atmışlar. Prenses sihirli halısıyla yere inmiş, halkını selamlamış. "Artık güvendesiniz sevgili halkım!" demiş gülümseyerek. Kral babası ve kraliçe annesi ona sarılmışlar. "Aferin kızım, sen gerçek bir kahramansın!" demişler.

O günden sonra Prenses Selcan her gün sihirli halısıyla krallığın üzerinde uçar, her şeyin yolunda olup olmadığını kontrol edermiş. Bazen çocuklarla oynar, onları halısına bindirirmiş. "Daha yükseğeee!" diye bağırırlarmış çocuklar. Kara Büyücü Zargon bir daha görünmemiş, Prenses'ten çok korkuyormuş çünkü.

Onlar ermiş muradına, gökten üç sihirli yıldız düşmüş. Biri cesur Prenses Selcan'a, biri mutlu halka, biri de bu masalı dinleyen tatlı yavrumuza. Krallıkta hep neşe, hep mutluluk varmış artık.

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow