Küçük Prens ve Diş Fırçası

Bir zamanlar uzak diyarlarda güzel bir krallık varmış. Bu krallıkta genç bir prens yaşarmış. Prens çok yakışıklı ve zekiydi ama bir kötü alışkanlığı varmış. Dişlerini fırçalamayı hiç sevmezmiş ve "Bırak şunu anne, zaten temizim ben!" dermiş sürekli. Annesi kraliçe çok üzülürmüş ve "Oğlum, dişlerin sarardı" dermiş endişeyle.

Bir sabah Prens uyandığında ağzında çok kötü bir tat varmış. "Öff ne bu böyle?" demiş yüzünü buruşturarak. Aynaya baktığında dişlerinin sarı sarı olduğunu görmüş. Hatta dişlerinde küçük siyah noktalar da varmış. "Vay canına, ne oluyor bana?" demiş korkuyla. Konuşurken ağzından kötü koku geliyormuş.

O gece rüyasında parlak ışıklarla bir peri belirmiş. "Ben Diş Perisi Luna'yım!" demiş tınırlayan bir sesle. Çok güzel kanadları ve parıldayan elbisesi varmış. "Prens, sen dişlerini fırçalamadığın için büyük tehlike altındasın" demiş ciddi bir şekilde. Prens "Ne tehlikesi peri hanım?" diye sormuş merakla.

Diş Perisi Luna elinde büyülü bir ayna tutmuş. "Şu aynaya bak ve gelecekte neler olacağını gör" demiş. Aynada Prens'in dişlerinin dökülmeye başladığı görünmüş. "İiiyyy!" diye bağırmış Prens korkuyla. Diş Perisi "Eğer dişlerini fırçalamazsan hiç konuşamayacak, yemek yiyemeyeceksin" demiş üzgünce.

Ertesi gün Prens Luna Peri'nin sözlerini hatırlamış. Diş fırçasını eline almış ama nasıl kullanacağını bilmiyormuş. "Hmm, bu nasıl yapılıyor acaba?" demiş düşünürken. O sırada yaşlı ve bilge saray doktoru gelmiş. "Prensim, size diş fırçalamayı öğreteyim" demiş gülümseyerek.

Doktor ona diş fırçasına küçük bir miktar macun sürmüş. "Şimdi dişlerinizi yavaş yavaş dairesel hareketlerle fırçalayın" demiş sabırla. Prens ilk başta garipsemiş ama "Cıkır cıkır" sesi hoşuna gitmiş. Doktor "Günde iki kez, sabah akşam fırçalamalısınız" demiş. Prens "Tamam doktor amca, öğrendim!" demiş sevinçle.

İlk günlerde Prens bazen unutmuş diş fırçalamayı. Ama Luna Peri her seferinde rüyasında görünmüş ve "Unutma Prens, dişlerin çok değerli!" diye hatırlatmış ona. Bir hafta sonra Prens'in dişleri beyazlamaya başlamış. "Vay be, ne kadar güzel olmuşlar!" demiş mutlulukla. Aynaya baktığında gülümsemesi çok parlak görünüyormuş.

Bir ay sonra krallıkta büyük bir şenlik varmış. Bütün prens ve prensesler gelmiş davete. Herkes Prens'in ne kadar güzel dişleri olduğunu övmüş. "Prens'in gülüşü gökyüzü gibi parlıyor!" demişler. Prenses Zehra bile "Sen çok yakışıklısın Prens" demiş utanarak. Prens çok mutlu olmuş ve "Hep diş fırçaladığım için!" demiş gururla.

O gece Luna Peri son kez görünmüş rüyasında. "Artık dişlerinin çok iyi olduğunu görüyorum Prens" demiş gülümseyerek. Elinde altın bir diş fırçası varmış. "Bu sana hediyem, bunu kullanırsan dişlerin hep parlak kalacak" demiş. Prens "Teşekkür ederim güzel peri!" demiş sevinçle.

O günden sonra Prens her sabah ve akşam dişlerini fırçalamış. Kraliçe annesi çok mutlu olmuş ve "Oğlum, artık çok güzel gülüyorsun" demiş. Prens de diğer çocuklara "Arkadaşlar, dişlerinizi fırçalayın, çok güzel oluyor!" diye tavsiye vermiş. Bütün krallıktaki çocuklar da diş fırçalamaya başlamış ve herkesin dişleri pırıl pırıl olmuş.

Gökten üç altın diş fırçası düşmüş:
Biri Prens'in banyosuna sağlık hazinesi olmuş, çünkü temiz dişler en büyük güzelliktir.
Biri masalı dinleyen çocukların kalbine sağlık sevgisi olmuş.
Biri de herkesin kulağına diş bakımının önemini fısıldamış.