Demirci Çırağı Alp'in Kutsal Kılıcı

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, Anadolu'nun kadim şehirlerinden birinde, Demirci Yusuf Usta'nın yanında çalışan Alp adında bir çırak varmış. Bu çırak, küçücük yaşından beri kılıç yapma sanatına gönül vermiş.

Günlerden bir gün, şehrin huzurunu bozan korkunç bir ejderha çıkagelmiş. Bu ejderha öyle dehşet saçıyormuş ki, şehrin bütün suyunu içiyor, ekinleri yakıyormuş.

Bir gece Alp'in rüyasına ak sakallı bir derviş girmiş: "Evladım," demiş, "bu ejderhayı ancak Hazreti Ali'nin kılıcı Zülfikar'ın sırrını çözerek alt edebilirsin. Yola çık, eski Türk kahramanları sana yol gösterecek."

Alp, ustasından hayır duası alıp yola koyulmuş. İlk gün Sultan Alparslan'ın ruhuyla karşılaşmış, ondan cesaret ve strateji öğrenmiş. İkinci gün Fatih Sultan Mehmet'ten bilgelik dersi almış. Üçüncü gün Seyyid Battal Gazi ona kılıç sanatının sırlarını göstermiş.

Dördüncü gün, eski bir mağaraya varmış. Mağaranın duvarlarında Zülfikar'ın yapılışını anlatan yazılar varmış. Tam o sırada karşısına çıkan Metehan, ona at binmeyi ve ok atmayı öğretmiş.

Beşinci gün, öğrendiği tüm bilgilerle kendi kılıcını yapmaya başlamış. Mağaranın kutsal ateşinde, yedi gün yedi gece çalışmış. Her çekiç vuruşunda eski kahramanların ruhları ona güç vermiş. Yedinci günün şafağında, ay ışığı gibi parlayan muhteşem bir kılıç yapmış.

Şehre döndüğünde ejderha surları tehdit ediyormuş. Alp, ak bir ata binip Sultan Alparslan'ın stratejisiyle ejderhayı uzaklaştırmış. Fatih'in bilgeliğiyle ejderhanın zayıf noktasını bulmuş. Seyyid Battal Gazi'nin öğrettiği tekniklerle ejderhayı alt etmiş.

Şehir halkı günlerce kutlama yapmış. Alp, ustasının yanına dönüp öğrendiği tüm sırları onunla paylaşmış. Yıllar sonra kendisi de usta olmuş, genç çıraklara hem kılıç yapmayı hem de eski kahramanların hikayelerini anlatmış.

Gökten üç elma düşmüş: Biri cesur yüreklilere, biri ustalık öğrenenlere, biri de bu masalı dinleyenlere...