Küçük Tom'un Büyük Yarışı
Kendine güvenemeyen küçük bir yarış arabasının, gerçek dostlukla cesaret bulduğu masaldır.

Bir varmış bir yokmuş, Tekerköy adında küçük bir kasabada arabalar, kamyonlar ve motosikletler mutlu bir şekilde yaşarmış. Kasabanın en sevimli arabası Tom, kırmızı rengi ve parlak farlarıyla herkesi gülümsetirmiş. Ama Tom'un bir sorunu varmış: Hızlı gitmekten korkuyormuş.
Diğer arabalar "Vınn vınn" diye sesler çıkararak kasabanın etrafındaki yarış yolunda yarışırken, Tom kenarda durup onları izlermiş. "Ben asla onlar kadar hızlı gidemem" diye düşünürmüş. Motorları "Vruum vruum" diye gümbürdettiğinde bile içinde bir korku hissedermiş.
Kasabanın en yaşlı ve bilge kamyonu Bilge, Tom'un bu durumunu fark etmiş. Bir gün onu tamirhaneye çağırmış. "Tom, neden yarışlara katılmıyorsun?" diye sormuş. Tom utanarak "Korkuyorum Bilge, ya düşersem? Ya motoruma bir şey olursa?" demiş. Bilge gülümsemiş, "Herkes korkar evlat, önemli olan korkuya rağmen denemek" demiş.
O sırada tamirhaneye parlak mavi bir yarış arabası girmiş. "Merhaba, ben Rüzgar! Büyük Silindir Kupası Yarışı için hazırlanıyorum ama direksiyonum bozuldu" demiş. Bilge, "Tamir edebilirim ama biraz zaman alacak" diye cevap vermiş. Rüzgar endişelenmiş, "Ama antrenman yapmam gerek!"
Tom cesaretini toplayıp, "Ben... ben sana yardım edebilirim" demiş titrek bir sesle. "Sana kasabayı gezdirebilirim ve birlikte antrenman yapabiliriz." Rüzgar sevinçle farlarını parlatmış, "Harika olur! Teşekkür ederim küçük dostum."
İlk gün Tom ve Rüzgar kasabanın etrafındaki yolda yavaş yavaş dolaşmışlar. Tom "Tık tık tık" diye titrerken, Rüzgar sabırla ona eşlik etmiş. "Korkmana gerek yok Tom, motorun çok güçlü. Sadece kendine güvenmen gerek" demiş. Tom "Ama diğer arabalar benimle dalga geçiyor" diye itiraf etmiş.
Rüzgar durmuş ve ciddi bir şekilde "Biliyor musun, ben de ilk yarışımda çok korkmuştum. O kadar korkmuştum ki, start çizgisinde motorumu bile çalıştıramamıştım. Ama sonra içimdeki gücü keşfettim" demiş. Tom şaşkınlıkla "Sen mi? Ama sen bir şampiyonsun!" diye bağırmış.
Her gün birlikte antrenman yapmışlar. Rüzgar, Tom'a virajları nasıl alacağını, nasıl hızlanacağını ve en önemlisi korkusunu nasıl yeneceğini öğretmiş. Zamanla Tom'un motorundan "Vruum vruum" sesleri daha güvenli çıkmaya başlamış. Artık daha hızlı gidebiliyor, virajları daha rahat alabiliyormuş.
Bilge, Rüzgar'ın direksiyonunu tamir etmiş. Büyük yarış günü yaklaşırken Rüzgar, "Tom, benimle Silindir Kupası'na gelmelisin. Yardımcım olabilirsin!" demiş. Tom heyecanlanmış ama korkusu da geri gelmiş. "Yapamam, orası çok büyük bir yarış, ben daha hazır değilim" demiş.
O gece Tom uyuyamamış. Farlarını açıp kapata kapata düşünmüş. Sabah olduğunda kararını vermiş ve Rüzgar'ın yanına gitmiş. "Seninle geleceğim! Belki yarışamam ama sana destek olurum" demiş. Rüzgar sevinçle kornasını öttürmüş, "Biliyordum, sen cesur bir arabasın!"
Büyük Silindir Kupası'nın yapılacağı stadyuma geldiklerinde, Tom gözlerine inanamamış. Yüzlerce araba, kocaman bir pist ve tribünlerde tezahürat yapan seyirciler varmış. "Pat pat pat" diye titremeye başlamış. Rüzgar "Sakin ol dostum, sen sadece bakım alanında kal ve bana destek ol" demiş ve her şey yolunda gitmiş, yarışı kazanıp mutlu bir şekilde eve dönmüşler!
Tepkiniz Nedir?






