Prenses Defne ve Yeşil Peri

Yanlış anlaşılan bir orman perisi ile genç bir prensesin beklenmedik dostluğunu anlatan bir masaldır.

Prenses Defne ve Yeşil Peri

Masalı Dinle

Bir varmış bir yokmuş, iki krallık arasında büyülü bir orman varmış. Bu ormanın derinliklerinde, uzun kanatlara sahip güçlü bir peri olan Aysu yaşarmış. Aysu'nun siyah giysiler içindeki heybetli görüntüsü, uzun siyah saçları ve parlak yeşil gözleriyle tüm ormanın koruyucusuymuş. Yanında her zaman Karakuş adında siyah tüylü, akıllı bir karga arkadaşı bulunurmuş.

Bir gün Güneş Kralı, ormanın zenginliklerini ele geçirmek istemiş. Gizlice ormana gelerek, Aysu'nun en sevdiği kristal çiçekleri koparmış. Aysu bunu öğrenince çok üzülmüş ve öfkelenmiş. Kral pişman olmamış, tam tersine Aysu'yu halkına kötü bir cadı olarak tanıtmış. Aysu bu duruma o kadar kızmış ki, kralın yeni doğan kızına bir lanet okumuş: "Prenses on altıncı yaş gününde güneş batarken sihirli bir uykuya dalacak ve sadece gerçek sevginin öpücüğü onu uyandırabilecek."

Yıllar geçmiş, Güneş Krallığı'nın prensesi Defne büyümüş. Altın sarısı saçları, masmavi gözleriyle sevimli ve meraklı bir kız olmuş. Kral, kızını lanetli ormandan uzak tutmak için büyük çabalar harcamış. Ama Defne'nin en büyük merakı hep orman olmuş. "Baba, orada neler var? Neden ormana gidemiyorum?" diye sorarmış.

Günlerden bir gün, Defne on beş yaşına bastığında, saraydan gizlice kaçıp yasak ormana girmiş. Ağaçların arasında dolaşırken, birden önünde uzun siyah kanatlı heybetli bir kadın belirmiş. "Sen kimsin küçük kız? Ormanımda ne arıyorsun?" diye sormuş Aysu. Defne korksa da cesur bir kızmış. "Ben Prenses Defne. Sadece ormanı merak ettim. Burası çok güzel!" demiş içtenlikle.

"Bu ormanda tehlikeli şeyler var, prenses. Baban sana anlatmadı mı? Ben kötü bir periyim ve seni lanetledim," demiş Aysu, kızı korkutup göndermek için. Ama Defne daha da meraklanmış. "Sen kötü görünmüyorsun. Sadece... yalnız görünüyorsun. Belki arkadaş olabiliriz?" demiş. Aysu şaşırmış, çünkü uzun zamandır kimse ona arkadaşlık teklif etmemişti.

Yavaş yavaş, Defne her gün gizlice ormana gelip Aysu'yla vakit geçirmeye başlamış. Aysu ona ormanın sihirli yaratıklarını tanıtmış, Defne ise ona insanların aslında o kadar da kötü olmadığını göstermiş. "İnsanlar senden korkuyor çünkü seni tanımıyorlar," demiş Defne bir gün. Aysu gerçeği anlatmış: "Evet, öfkeyle seni lanetledim. Ama şimdi pişmanım."

On altıncı yaş gününe bir gün kala, Defne babasına gerçeği anlatmış, ama Kral kızını odasına kilitlemiş. Defne pencereden Karakuş'u görmüş ve ona yardım istemiş. Aysu laneti kaldırmak istemiş ama yapamamış. "Bir kere söylenen büyü geri alınamaz," demiş üzüntüyle.

Defne'nin yaş gününde, güneş batarken kız derin bir uykuya dalmış. Kral kızının yanında ağlarken, Aysu saraya gelmiş. "Ben ona kötülük yapmak istemiyorum artık. Defne bana dostluğun değerini öğretti," demiş. Aysu, Defne'nin alnına şefkatle bir öpücük kondurmuş. "Gerçek sevgi sadece romantik aşkta değil, dostlukta da bulunur."

Defne gözlerini açmış! Aysu'nun gerçek dostluk sevgisi laneti bozmuş. O günden sonra iki krallık barış içinde yaşamaya başlamış. Aysu artık ormanın koruyucusu olarak herkese yardım edermiş. Defne büyüyüp kraliçe olduğunda ise, insanlar ve orman arasında köprüler kurmuş.

Gökyüzünden üç sihirli tüy düşmüş; biri önyargılarından kurtulanlara, biri gerçek dostluk kuranlara, biri de bu masalı dinleyip kalbinde affetmeyi öğrenenlere.

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow