Gökkuşağı Köprüsü Sihirbazı

Bir varmış bir yokmuş, küçük bir köyde Mina adında meraklı bir kız çocuğu yaşarmış. Mina gökyüzündeki gökkuşaklarını izlemeyi çok severmiş. Her yağmurdan sonra pencereye koşar, "Oohhhh!" diye hayranlıkla bakarmış gökkuşağını görünce.

Bir gün yağmurdan sonra gökyüzünde soluk, renksiz bir gökkuşağı belirmiş. Mina'nın annesi "Bu gökkuşağı neden bu kadar solgun?" diye merak etmiş. Mina'nın dedesi, eski bir gökkuşağı bekçisi olduğunu söylemiş. "Gökkuşağı Sihirbazı renklerini kaybetmiş olmalı" demiş Mina'ya.

O gece Mina odasında uyurken, penceresinden içeri giren parlak bir ışık onu uyandırmış. Bu minik, kanat çırpan bir periymiş. "Benim adım Işıl ve yardımına ihtiyacımız var" demiş peri. "Gökkuşağı Sihirbazı hastalandı ve renklerimiz kayboluyor!" demiş.

Mina heyecanla yataktan fırlamış. Peri büyülü bir toz serpmiş ve Mina havaya yükselmeye başlamış ve bulutların arasından geçmişler. Sonunda gökkuşağının başlangıcına varmışlar.

Gökkuşağının başında, yaşlı ve kırışık yüzlü minik bir cüce oturuyormuş. Bu cüce, Gökkuşağı Sihirbazıymış. "Renk kavanozlarım boşaldı küçük kız" demiş hüzünlü bir sesle. "Her renk için özel bir malzeme gerekiyor ama artık toplayacak gücüm kalmadı."

Mina cesaretini toplayıp "Size yardım etmek isterim" demiş. Sihirbaz gülümsemiş ve Mina'ya yedi tane boş kavanoz vermiş. "Her renk için farklı bir hazine bulmalısın. Kırmızı için çilek, turuncu için güneş ışığı, sarı için papatya..."

Mina yolculuğuna başlamış ve gökkuşağı üzerinde kaymış. İlk durağında, bir büyülü at ile karşılaşmış. Bu at mor kristaller topluyormuş ama paylaşmak istemiyormuş. Mina ona kendi öğle yemeğini verince, sihirli at minnetle ona mor kristallerden vermiş.

Gökkuşağının her renginde farklı yaratıklarla tanışmış: Bulutların üzerinde yaşayan mavi kelebekleri olan bir bulut nine, yeşil ormanların bekçisi ağaç adam ve güneş ışığı toplayan altın kanatlı kuşlar. Mina hepsine yardım etmiş ve karşılığında onlar da Mina'ya ihtiyacı olan renk hazinelerini vermişler.

Tüm kavanozları doldurduktan sonra, Mina gökkuşağının başına dönmüş. Sihirbaz mutlulukla "Her hazine, paylaşmayı ve yardımlaşmayı öğrendiğin için sana verildi" demiş. Kavanozları gökkuşağına dökmüşler ve bir anda tüm gökyüzü canlı renklerle parlamaya başlamış.