Bir Yağmur Masalı
Okul çıkışı yağmura yakalanan üç arkadaş, en yakındaki kütüphaneye sığınırlar.
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, büyük bir şehrin kenarındaki şirin bir okulda okuyan üç sıkı dost varmış: Meraklı Aras, gözlüklü Elif ve şakacı Kerem. Bu üç arkadaş, oyun oynamayı çok sever ama bazen büyüklerin sözünü dinlemeyi unuturlarmış.
Güneşli gibi görünen bir sabah, Aras'ın annesi, "Oğlum, hava durumuna baktım, bugün yağmur yağacak. Şemsiyeni ve yağmurluğunu almayı unutma, yoksa ısınıp hasta olursun," demiş ama Aras, pencereden güneşi görünce, "Aman anne, hava pırıl pırıl!" deyip şemsiyesini almadan evden fırlamış.
Aynı şekilde Elif ve Kerem de babalarının uyarılarını dinlememiş, montlarını bile almadan okula gitmişler.
Okulda dersler bitip zil çaldığında, herkes neşeyle bahçeye çıkmış. Ama o da ne? Sabahki güneşten eser yokmuş! Gökyüzü gri bulutlarla kaplanmış, hava birden soğumuş.
Aniden "şıp... şıp!" diye yağmur yağmaya başlamış. Diğer çocuklar hemen renkli şemsiyelerini açıp, yağmurluklarını giyerken; Aras, Elif ve Kerem oldukları yerde kalakalmışlar. "Eyvah!" demiş Kerem, "Sırılsıklam olacağız!"
Aras titreyerek, "Annem haklıymış, keşke onu dinleseydim. Islanırsak hasta oluruz, ateşimiz çıkar, oyun oynayamayız," demiş. Elif etrafına bakınmış ve okulun karşısındaki o büyük, taş binayı görmüş: Halk Kütüphanesi!
"Koşun!" diye bağırmış Elif, "Kütüphaneye sığınalım!" Üç arkadaş, yağmur damlaları üzerlerine düşerken hızla koşmuş ve kütüphanenin oymalı büyük kapısından içeri girmişler. Oh! İçerisi ne kadar da sıcak ve kuruymuş. Kütüphaneci Tonton Hanım onları gülümseyerek karşılamış.
"Hoş geldiniz çocuklar, dışarıda gökyüzü ağlıyor ama burası sıcacık," demiş. Çocuklar, kocaman pencerelerin kenarındaki yumuşak koltuklara oturmuşlar. Dışarıda yağmur hızlanmış, camlara vuruyormuş ama onlar içeride güvendeymiş.
Her biri raflardan ilgisini çeken bir kitap almış. Aras uzayla ilgili, Elif dinozorlarla ilgili, Kerem ise komik kedilerle ilgili bir kitap seçmiş. Dışarıdaki yağmurun sesi, kitap okurken onlara huzurlu bir müzik gibi gelmeye başlamış. "Biliyor musunuz," demiş Elif fısıldayarak, "Yağmur yağarken sıcak bir yerde kitap okumak ne kadar keyifliymiş."
Kerem başını sallamış, "Evet, hem ıslanmıyoruz hem de yeni maceralar öğreniyoruz."
Bir süre sonra yağmurun sesi kesilmiş. Bulutlar dağılmış. Çocuklar dışarı çıktıklarında derin bir nefes almışlar. Havanın kokusu değişmiş!
Aras, "Mmmm! Kokuyu alıyor musunuz? Mis gibi toprak kokuyor!" demiş.
Yağmur, tozlu yolları yıkamış, ağaçların yapraklarını parlatmış. Her yer tertemiz olmuş.
Aras, Elif ve Kerem evlerine yürürken birbirlerine söz vermişler. Bundan sonra evden çıkmadan önce mutlaka hava durumunu kontrol edecekler, anne babalarının sözünü dinleyip şemsiyelerini yanlarına alacaklarmış. Çünkü hasta olmamak çok önemliymiş; ama yağmurlu günlerde kütüphanede kitap okumanın tadı da bir başkaymış.
Gökten üç damla düşmüş: Biri büyüklerin sözünü dinleyen akıllı çocukların başına. Biri yağmurda kitap okumayı sevenlerin kalbine. Biri de yağmurdan sonraki o mis gibi toprak kokusuna.
Paylaş
Tepkiniz Nedir?
Beğendim
3
Beğenmedim
0
Sevdim
2
Güldüm
0
Kızdım
0
Üzüldüm
0
Şaşırdım
0
