Kardeş Olma Masalı
Evin tek çocuğu Ayaz, yeni gelen bebek Mehtap'ı kıskanır.
Bir varmış bir yokmuş, kocaman pencereli, sıcak bir evde Ayaz adında, hayal gücü gökyüzü kadar geniş, 5 yaşında akıllı mı akıllı bir çocuk yaşarmış. Ayaz, evin neşe kaynağıymış; kurduğu oyunlarla annesini güldürür, babasıyla yapbozlar yaparmış. Ama bir gün, bu neşeli eve minicik, pembe yanaklı bir misafir daha kalıcı olarak gelmiş! Bu, Ayaz'ın yeni kardeşi Mehtap bebekmiş.
Mehtap bebek eve geldikten sonra evdeki düzen biraz değişmiş. Önceleri herkes Ayaz'ın oyunlarına bakarken, şimdi herkes parmak uçlarında yürüyor, sessizce konuşuyormuş. Ayaz bu durumdan pek hoşlanmamış. Kendi kendine, "Bu bebek de hiç eğlenceli değil. Sadece yatıyor, süt içiyor ve sürekli ağlıyor," diye düşünmüş.
Bir gün Ayaz, odasında renkli bloklarıyla tavan kadar yüksek, harika bir kule yapmış. En tepesine de kırmızı bayrağını dikmiş. Heyecanla salona koşmuş. "Anne, baba! Bakın dünyanın en yüksek kulesini yaptım!" diye seslenmiş.
Ancak annesi o sırada Mehtap'ın üzerini değiştiriyor, babası da bebeğin gazını çıkarmaya çalışıyormuş. Babası telaşla, "Aferin oğlum, ama şimdi biraz sessiz olman lazım, kardeşin yeni uyudu," demiş. Annesi de sadece uzaktan bir öpücük gönderebilmiş.
Ayaz'ın omuzları düşmüş, hevesi kursağında kalmış. Yaptığı o koca kuleye kimse bakmamış bile. Ayaz, "Demek ki küçük olmak daha önemli. Bebek olunca herkes seninle ilgileniyor," diye düşünmüş. O an aklına çılgın bir fikir gelmiş: "Eğer ben de bebek olursam, benimle de ilgilenirler!"
Gizlice Mehtap'ın odasına süzülmüş. Mehtap'ın o minicik, parmaklıklı beyaz beşiğine gözünü dikmiş. "Ben de buraya yatarsam, bana da mama verirler, beni de sallarlar," demiş. Bir bacağını beşiğin içine atmış, sonra öbür bacağını zorlamış.
Ama Ayaz artık büyümüş bir çocukmuş, beşiğe sığması imkansızmış! Kolları parmaklıklara takılmış, bacakları havada kalmış. Tam o sırada annesi odaya girmiş. Ayaz'ı o sıkışık halde görünce gözlerine inanamamış ve "Ayaz! Koca adam oldun, bebek beşiğinde ne işin var?" diyerek gülümsemiş ve onu kurtarmış. Ayaz da düştüğü bu komik duruma kıkır kıkır gülmüş.
Akşam olduğunda ise evde büyük bir kargaşa başlamış. Mehtap bebek bir türlü sakinleşmiyor, durmadan ağlıyormuş. Annesi kucağında gezdirmiş, babası ninni söylemiş ama Mehtap'ın ağlaması bir türlü durmamış. Annesi ve babası yorgunluktan bitkin düşmüşler. Ayaz, kulaklarını kapatıp odasında otururken, birden aklına bir şey gelmiş. "Belki de Mehtap sıkılmıştır," demiş. Cesaretini toplayıp beşiğin yanına gitmiş. Annesi ve babası çaresizce bakarken, Ayaz beşiğin parmaklıklarına tutunmuş.
"Hey ufaklık! Neden üzgünsün? Bak abin burada!" demiş. Sonra ellerini kulaklarına götürüp, gözlerini şaşı yaparak dilini hafifçe çıkarmış ve şimdiye kadar yaptığı en komik suratı yapmış.
Birden odadaki o yüksek ağlama sesi kesilivermiş. Mehtap bebek, abisinin bu renkli ve komik yüzünü görünce şaşırmış. Gözyaşları durmuş, gözleri kocaman açılmış. Ve o minicik, dişsiz ağzıyla neşeyle gülümsemeye, kollarını Ayaz'a doğru uzatmaya başlamış.
Annesi ve babası bu mucize karşısında şaşkına dönmüşler. Babası, "İnanamıyorum! Biz ne yaptıysak susturamadık, Ayaz onu bir saniyede güldürdü!" demiş. Annesi Ayaz'ın saçlarını okşayarak, "Seninle gurur duyuyoruz, sen harika bir abisin," demiş.
Ayaz'ın kalbi mutlulukla dolmuş. O an anlamış ki, bebek olmak aslında hiç de eğlenceli değilmiş; asıl eğlenceli olan "Abi" olmakmış! Mehtap'ı güldürebilen tek kişi oydu ve bu, süper kahramanlık gibi bir güçtü. Ayaz, "Merak etmeyin, ne zaman ağlarsa ben onu güldürürüm," diyerek ailesine göz kırpmış.
O günden sonra Ayaz, Mehtap'ı hiç kıskanmamış. Aksine, ona yeni şeyler öğretmek için sabırsızlanmış. Evde artık sessizlik değil, iki kardeşin neşeli kahkahaları yankılanmış.
Gökten üç yıldız düşmüş: Biri mışıl mışıl uyuyan Mehtap bebeğe. Biri süper güçlerini keşfeden abi Ayaz'a. Biri de evlerinde sevgi ve neşe eksik olmayan tüm güzel ailelere.
Paylaş
Tepkiniz Nedir?
Beğendim
9
Beğenmedim
2
Sevdim
12
Güldüm
4
Kızdım
0
Üzüldüm
0
Şaşırdım
0
