Tarla Faresi ile Şehir Faresi

İki fare kardeşin farklı dünyalarda yaşadıkları maceraları anlatan masaldır.

Tarla Faresi ile Şehir Faresi

Masalı Dinle

Bir zamanlar iki fare dost varmış. Biri tarlada yaşarmış, diğeri şehirde yaşarmış. Tarla faresi her gün buğday taneleri toplarmış ve küçük yuvasında özenle saklarmış. Şehir faresi ise büyük evlerde gezinirmiş ve lezzetli yemekler ararmış. İkisi de çok farklı hayatlar yaşarmış ama birbirlerini çok severmişler.

Bir gün tarla faresi şehirdeki dostunu çok özlemiş. "Gidip onu göreyim, nasıl yaşıyor acaba" demiş kendi kendine. Yolda küçük çiçekler görmüş ve "Ne güzel kokuyorlar" demiş. "Vay vay vay!" demiş şehri görünce. Büyük binalar gökyüzüne kadar uzanırmış ve parlak ışıklar her yeri aydınlatırmış.

Şehir faresi dostunu kapıda büyük sevinçle karşılamış. "Hoş geldin canım dostum!" demiş mutlulukla zıplayarak. "Sana çok güzel yemekler göstereceğim burada." "Ne kadar heyecanlıyım" demiş tarla faresi. İkisi birlikte kol kola büyük bir eve girmiş. Tarla faresi etrafına bakınmış ve "Ne kadar büyük ve parlak!" demiş şaşkınlıkla.

Büyük masada türlü türlü yemekler varmış. Peynir, ekmek, bal, reçel ve tatlılar masayı süslemiş. Meyve suları ve çikolatalar da varmış. "Hadi gel yiyelim dostum!" demiş şehir faresi gururla. Tarla faresi böyle lezzetli yemekleri hiç görmemiş. "Çok güzel görünüyor, karnım da çok aç" demiş ve yemeye başlamış. 

Tam en güzel anlarında "miyav miyav miyav" diye korkutucu bir ses gelmiş. Büyük sarı gözlü bir kedi onları fark etmiş! Kedi "hırrrr" diye hırlamış ve pençelerini çıkarmış. "Kaç kaç hemen kaç dostum!" diye bağırmış şehir faresi. 

Dar bir deliğe sıkışarak saklanmışlar. Tarla faresinin kalbi "çat çut" diye atmış. "Bu nasıl yaşam canım dostum!" demiş nefes nefese. "Her an böyle tehlike mi var burada?" Şehir faresi alışkın bir şekilde gülmüş. "Alışırsın dostum, her yerde tehlike var ama yemekler çok lezzetli" demiş.

Ertesi gün tarla faresi "Gel sen de benim evime canım dostum" demiş. "Benim dünyamı da gör, çok huzurlu." Şehir faresi merakla kabul etmiş. Uzun yolu "hop hop hop" diye zıplayarak gitmişler. Yolda kelebekler uçuyor, arılar "vızz vızz" diye çalışıyormuş. Tarlaya vardıklarında şehir faresi küçük yuvayı görmüş. "Bu kadar küçük mü dostum?" demiş şaşırarak.

Tarla faresi buğday taneleri, küçük meyveler ve temiz su getirmiş. "Al ye canım dostum, bunlar benim hazinelerim" demiş gururla. "Hepsi doğal ve sağlıklı" diye eklemiş. Şehir faresi "Bu kadar az mı?" demiş başta. Ama sonra çok huzurlu bir yer olduğunu fark etmiş. Kuşlar "cik cik cik" diye güzel ötüyormuş ve rüzgar "fış fış" diye esiyormuş. Hiç tehlike yokmuş burada.

"Bak dostum" demiş tarla faresi bilgece. "Benim yemeğim az ama huzurum çok. Senin yemeğin çok ama huzurun az. Hangisi daha değerli?" Şehir faresi uzun uzun düşünmüş. "Haklısın canım dostum" demiş. "Huzur çok önemli, korkmadan yaşamak güzel." O günden sonra iki dost birbirini sık sık ziyaret etmiş. Tarla faresi bazen şehre gitmiş, şehir faresi de tarlaya gelmiş. Her ikisi de mutlu yaşamış. Gökten üç elma düşmüş, biri bana, biri sana, biri de bu masalı dinleyen güzel çocuklara.

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow