Rapunzel
Yüksek bir kulede yaşayan güzel prenses Rapunzel'in mecarasını anlatılan bir masaldır.

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, bir krallıkta mutlu bir çift yaşarmış. Bu çiftin çocukları yokmuş ve bu yüzden mutsuzlarmış. Günlerden bir gün, bir bebekleri olacağını öğrenmişler ve çok mutlu olmuşlar.
Ancak hamilelik sırasında çocuğun annesinin komşu bahçedeki cadının yetiştirdiği rapunzel bitkisini çok canı çekmiş. Çocuğun babası da her gece gizlice cadının bahçesinden rapunzel bitkisi toplamaya başlamış. Bir gece cadı onu yakalamış ve karşılığında doğacak bebeklerini istemiş.
Çaresiz anne ve baba, bebekleri doğduğunda onu cadıya vermek zorunda kalmışlar. Cadı bebeğe Rapunzel adını vermiş ve onu yüksek bir kuleye hapsetmiş. Rapunzel büyüdükçe saçları da uzamış, altın sarısı saçları kuleden aşağı uzanır olmuş.
Her gün cadı kuleye gelir, "Rapunzel, Rapunzel, sarkıt altın saçlarını!" diye seslenirmiş. Rapunzel de uzun saçlarını aşağı sarkıtır, cadı bu saçlara tırmanarak kuleye çıkarmış. Rapunzel zaman zaman kendi kendine şarkı söylermiş. Günler böyle geçerken, bir gün yakışıklı bir prens Rapunzel'in güzel sesini duymuş.
Prens, cadının kuleye nasıl çıktığını görmüş ve o da aynısını yapmış. Rapunzel ve prens birbirlerine ilk görüşte âşık olmuşlar. Prens her gün gizlice kuleye gelmeye başlamış ve Rapunzel ile görüşmüş.
Ancak bir gün cadı bunu öğrenmiş ve çok sinirlenmiş. Rapunzel'in güzel saçlarını kesmiş ve onu uzak bir ormana sürgüne göndermiş. Prens kuleye geldiğinde tuzağa düşmüş ve gözleri görmez olmuş.
Uzun süre birbirlerini aramışlar ve sonunda ormanda karşılaşmışlar. Rapunzel'in gözyaşları prensin gözlerine düşünce, prens yeniden görmeye başlamış. Büyü bozulmuş ve cadının gücü yok olmuş.
Prens ve Rapunzel sarayda muhteşem bir düğünle evlenmişler. Anne ve babasına da kavuşan Rapunzel çok mutlu olmuş. Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine. Gökten üç elma düşmüş, biri benim, biri masalı anlatanın, biri de masalı dinleyenin başına.
Tepkiniz Nedir?






