Bremen Mızıkacıları

Bir zamanlar bir köyde yaşlı bir eşek varmış. Eşek artık çok yorgunmuş ve sahibi onu istemiyormuş çünkü ağır yükleri taşıyamıyormuş. Eşek çok üzülmüş ve "Aaaaiiiii" diye bağırmış. Sonra kararını vermiş, Bremen şehrine gidip mızıkacı olacakmış. Küçük çantasını hazırlayıp sabah erkenden yola çıkmış.

Yolda yaşlı bir av köpeği görmüş. Köpek yolun kenarında oturmuş ağlıyormuş. Eşek "Neden ağlıyorsun dostum?" diye sormuş. Köpek "Sahibim beni kovdu çünkü artık iyi avcılık yapamıyorum" demiş. Eşek köpeğe "Benimle gel, Bremen'de birlikte mızıka yapalım" demiş. Köpek çok sevinmiş "Hav hav!" diye bağırmış. İkisi birlikte şarkı söyleyerek Bremen yoluna çıkmış.

Öğle vakti yolda bir kedi bulmuşlar. Kedi de yaşlıymış ve çok üzgünmüş. Ağacın altında oturmuş "Miyavvv" diye ağlıyormuş. Eşek "Sen neden üzgünsün?" diye sormuş. Kedi "Artık fare tutamıyorum ve ev sahibim beni istemiyormuş" demiş. Eşek kediye de "Sen de gel bizimle Bremen'e, çok güzel ses çıkarırsın" demiş. Kedi çok sevinmiş, üçü birlikte neşeli neşeli yürümeye devam etmiş.

Akşama doğru bir çiftliğin yanında yaşlı bir horoz görmüşler. Horoz çok korkmuş görünüyormuş ve titiriyormuş. "Ü-ürü-üüü" diye kısık ses çıkarmış. Dostlar "Ne oldu sana?" diye sormuşlar. Horoz "Artık güzel ötmüyorum ve çiftçi beni yemek yapmak istiyor" demiş. Dostlar horozu da kurtarmış. "Bizimle Bremen'e gel, orada dört arkadaş mızıkacı oluruz" demişler. Artık dört arkadaş olmuşlar ve Bremen yolunda ilerlemişler.

Güneş batmış, hava iyice kararmış ve çok yorulmuşlar. Yürümekten ayakları ağrımış. Ormanda küçük bir kulübe görmüşler, içinden ışık geliyormuş. Ama kulübede kötü hırsızlar varmış. Hırsızlar masada altın paralar sayıp lezzetli yemekler yiyorlarmış. Hayvanlar çok acıkmış ama hırsızlardan korkmuşlar. Bremen'e gitmek için mutlaka dinlenmek zorundaymışlar.

Eşek çok akıllı bir plan yapmış. "Hep birlikte korkunç ses çıkaralım, onları korkutup kaçıralım" demiş. Eşek sırtına köpeği, köpeğin üstüne kediyi, kedinin üstüne da horozu almış. Böylece uzun bir kule olmuşlar. Pırıl pırıl yanan pencerenin önüne sessizce yaklaşmışlar. İşaret vermiş eşek, hep birlikte bağırmaya başlamışlar.

"Aaaaiiiii, hav hav hav, miyavvv, ü-ürü-üüü!" Çat diye pencereye çarpmışlar. Çok korkunç bir ses çıkmış, sanki dev bir canavar varmış gibi olmuş. Cam şangırdamış. Hırsızlar çok korkmuş "Ayyy, korkunç bir canavar var!" diye bağırıp koşmaya başlamışlar. Güm güm güm ses çıkararak oradan kaçıp gitmişler. Kulübe sessizliğe bürünmüş.

Bremen dostları kulübeye girmiş, masadaki lezzetli yemekleri yemiş ve çok mutlu olmuşlar. Sıcak yataklar bulmuşlar kendilerine. Burası Bremen'den bile güzel gelmiş onlara. Ertesi gün hırsızlar geri gelmeye cesaret edememiş. Dostlar burada kalmaya karar vermişler. Her gün bahçede güzel mızıka yapmışlar. Yakın köylerden insanlar gelip onları dinlemiş ve çok alkışlamışlar.

Yaşlı olsalar da birlikte çok güçlü olduklarını anlamışlar. Kimse onları artık istemese de birbirlerini çok seviyorlarmış. Bremen'e gitmeseler de dünyanın en iyi mızıkacıları olmuşlar. Dostluk sayesinde hem güzel evleri hem de sonsuz mutlulukları olmuş. Her akşam birlikte şarkı söyleyip dans etmişler. Gökten üç nota düşmüş, biri sana, biri bana, biri de bu masalı dinleyen bütün çocuklara.