Uyku Tulumunun Gizemi
İstanbul'da yaşayan küçük Ali'nin büyükannesinden miras kalan sihirli uyku tulumu ile yaşadığı masaldır.

Bir varmış bir yokmuş, İstanbul'un eski mahallelerinden birinde Ali adında küçük bir çocuk yaşarmış. Ali'nin en sevdiği şey, büyükannesinden kalan mavi renkli, yıldızlı uyku tulumuymuş. Bu uyku tulumu sıradan görünse de çok özelmiş.
Ali'nin en yakın arkadaşı Zeynep ve mahalle kedisi Pamuk da bu uyku tulumunun gizemini bilirlermiş. Çünkü bu tulumun içinde uyuyan kişi, İstanbul'un en güzel yerlerini rüyasında gezebilirmiş.
Bir gece Ali, uyku tulumuna sarılıp yatmış. Tam uykuya dalacakken tulumun üzerindeki yıldızlar parlamaya başlamış. Mahalle bekçisi Rıza amca pencereden görüp çok şaşırmış. "Bu ne güzel bir ışık böyle!" diye mırıldanmış.
O gece Ali rüyasında kendini Boğaz Köprüsü'nün üzerinde bulmuş. Yanında arkadaşı Zeynep, kedisi Pamuk ve yaşlı balıkçı Osman dede varmış. Hep birlikte gökyüzündeki yıldızları sayıyorlarmış.
Osman dede, çocuklara İstanbul'un eski günlerini anlatmaya başlamış: "Eskiden bu köprü yokken, insanlar kayıklarla karşıya geçerlerdi. Her sabah balıkçılar denize açılır, martılar onlara eşlik ederdi."
Ali ve arkadaşları bu hikayeyi dinlerken, uyku tulumunun üzerindeki yıldızlar dans etmeye başlamış. Her yıldız bir İstanbul masalını anlatıyormuş. Kimi Kız Kulesi'nin hikayesini, kimi Galata Kulesi'nin sırlarını fısıldıyormuş.
Rüyanın devamında çocuklar ve Osman dede, mahallelerindeki kedilere yemek vermeye başlamışlar. Pamuk da diğer kedileri toplamış. Rıza amca da onlara katılmış. Hep birlikte güzel bir gece geçirmişler.
Sabah olduğunda Ali uyanmış ve uyku tulumunun üzerindeki yıldızların hala hafifçe parladığını görmüş. Zeynep'e ve diğerlerine rüyasını anlatmış. Meğer onlar da aynı rüyayı görmüşler.
O günden sonra Ali ve arkadaşları her gece uyku tulumunun etrafında toplanıp İstanbul hikayeleri anlatmaya başlamışlar. Rıza amca nöbetteyken onlara sıcak süt getiriyor, Osman dede balık hikayeleri anlatıyor, Pamuk da yanlarında mırıl mırıl uyuyormuş.
Böylece uyku tulumu, mahallede çocukları ve büyükleri bir araya getiren, dostlukları güçlendiren sihirli bir nesne olmuş. Ali anlamış ki, paylaşılan her güzellik katlanarak büyür, her hikaye yeni dostluklar getirir.
Gökten üç yıldız düşmüş; biri güzel rüyalar görenlerin, biri dostluğu paylaşanların, biri de bu masalı dinleyenlerin üzerine. Bu yıldızlar hala İstanbul'un gecelerini aydınlatırmış.
Tepkiniz Nedir?






