Zülfikar Ağa'nın Değişimi

Bir varmış bir yokmuş, Anadolu'nun küçük bir köyünde Zülfikar Ağa adında zalim bir adam yaşarmış. Bu ağa, kadınların camiye gitmesine, cemaatle namaz kılmasına karşıymış. "Kadınlar evde otursun, camiye erkekler gelir!" dermiş hep.

Köyün imamı Hüseyin Hoca, çok bilgili ve adaletli bir insanmış. Bir gün köyün yaşlı kadınlarından Fatma Nine ağlayarak gelmiş imama: "Hocam, biz de Allah'ın huzuruna cemaatle varmak istiyoruz. Bu Zülfikar Ağa bize zulüm ediyor," demiş.

Hüseyin Hoca'nın hanımı Zeynep Hanım da köyün kadınlarına ders verir, Kuran öğretirmiş. O da çok üzülürmüş bu duruma. Köyün muhtarı Mehmet Efendi de bu durumdan rahatsızmış ama Zülfikar Ağa'dan çekindiği için sesini çıkaramazmış.

Bir gün Hüseyin Hoca, cuma namazında bir hutbe okumuş. İslam'da kadın haklarından, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) hanımlarından ve kızı Hz. Fatıma'dan bahsetmiş. Peygamber Efendimizin kadınların eğitimine ve ibadetine verdiği önemi anlatmış.

Zülfikar Ağa çok sinirlenmiş bu hutbeye. Tam Hüseyin Hoca'ya bağıracakken, köyün en yaşlısı Osman Dede ayağa kalkmış: "Ağa!" demiş, "Sen Allah'tan daha mı iyi bileceksin? Allah bütün kullarını camiye davet ediyor, sen nasıl engel olursun?"

Muhtar Mehmet Efendi de cesaret bulup konuşmuş: "Ağam, bizim annelerimiz, bacılarımız, kızlarımız da Allah'ın kulu. Onların da camide ibadet etmeye hakları var." Bütün cemaat Hüseyin Hoca'nın ve Osman Dede'nin sözlerini desteklemiş.

Zülfikar Ağa bakmış ki köylü birlik olmuş, üstelik söylenenler de hak ve doğru, yaptığından utanmış. O günden sonra köyün kadınları da camiye gelmeye başlamış. Zeynep Hanım onlara namaz öğretmiş. Zülfikar Ağa da zamanla değişmiş, hatta kendi kızını da Kuran kursuna göndermiş.

Köyde artık kadın erkek herkes kardeşçe ibadet eder olmuş. Zülfikar Ağa da yaptığı yanlışı anlayıp herkesten helallik istemiş. Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.

Gökten üç elma düşmüş: Biri hak ve adaleti savunanlara, biri doğru yolu bulanlara, biri de bu masalı dinleyenlere...