Çiçek Vadisi Kelebekleri
Çiçekçi Nine'nin bahçesinde başlayan Ela ve Yağmur'un dostluğunun, çiçeklerin iyileştirici gücüyle büyüdüğü bir masaldır.

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil bir vadinin tam ortasında, rengârenk çiçeklerle dolu bir evde Çiçekçi Nine yaşarmış. Torunu Yağmur ve sevimli kedisi Tarçın ile birlikte vadinin en güzel çiçeklerini yetiştirirmiş.
Günlerden bir gün, vadiye şehirden Ela adında üzgün bir kız çocuğu taşınmış. Babasını kaybeden Ela hiç gülmüyor, kimseyle konuşmuyormuş. Yağmur, bir sabah bahçede çiçekleri sularken onu çitin arkasından kendilerini izlerken görmüş.
Ela'yı bahçeye davet etmişler. Tarçın'ın sevimli halleri ve çiçeklerin büyülü dünyası karşısında Ela'nın yüzünde minik bir gülümseme belirmiş. Çiçekçi Nine onlara çiçeklerin dilini öğretmeye başlamış. Papatyalar neşeyi, güller sevgiyi, menekşeler umudu anlatırmış.
Bir gün kara bulutlar vadinin üzerine çökmüş, şiddetli bir dolu yağışı tüm çiçekleri mahvetmiş. Ama iki arkadaş pes etmemiş. Tarçın'la birlikte vadiyi karış karış gezip sağlam kalan tohumları toplamışlar.
Günlerce çalışıp bahçeyi yeniden canlandırmışlar. Bu süreçte Ela, bahçıvan olan babasından öğrendiklerini hatırlamış. Artık gülümsüyor, babasının güzel anılarını paylaşıyormuş.
Komşular da onlardan ilham almış. Vadi eskisinden daha renkli, daha canlı olmuş. Her pazar Çiçekçi Nine'nin bahçesinde toplanıp çay içer, hikayeler anlatır olmuşlar.
Yıllar geçmiş, Ela ve Yağmur büyümüş ama dostlukları hiç solmamış. Şimdi onlar da Çiçekçi Nine gibi, üzgün çocuklara çiçeklerin iyileştirici gücünü öğretiyorlarmış. Tarçın'ın yavruları da bahçenin yeni bekçileri olmuş.
Bugün Çiçek Vadisi'ne gidenler, her mevsim başka renkte açan çiçeklerin arasında mutlu insanlar görürmüş. Çünkü orada çiçekler sadece güzellik değil, umut ve şifa da dağıtırmış.
Gökten üç elma düşmüş: Biri çiçekleri sevenlere, biri dostluğu yaşatanlara, biri de bu masalı dinleyenlere...
Tepkiniz Nedir?






