Gezgin Yıldızın Dostluğu

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, gökyüzünün derinliklerinde parlayan küçük bir yıldız varmış. Bu yıldızın adı Işıl'mış. Işıl, diğer yıldızlar gibi hep aynı yerde durmak istemezmiş. Uzayın derinliklerini keşfetmek, yeni dostlar edinmek için can atarmış.

Bir gün, cesaretini toplayıp ailesinden izin istemiş ve uzay yolculuğuna çıkmış. Yol alırken kırmızı renkli, güzel bir gezegen görmüş. Bu Mars gezegeniymiş. Merakla gezegenin yüzeyine inmiş ve orada üç ilginç dostla karşılaşmış: Kırmızı taşlardan oluşan sevimli robot Taşkan, uçabilen minik uzaylı Pırpır ve Mars'ın kumlarından oluşan kumdan adam Kumrul.

Işıl'ı gören yeni dostları önce biraz çekinmişler. Çünkü daha önce hiç bu kadar parlak bir yıldız görmemişler. Işıl, nazik bir şekilde kendini tanıtmış: "Merhaba, ben Işıl. Uzayı keşfetmek ve yeni arkadaşlar edinmek için yolculuğa çıktım."

Taşkan, mekanik kollarını sallayarak, "Hoş geldin Işıl! Biz de burada biraz yalnızız. Bizimle arkadaş olmak ister misin?" diye sormuş. Pırpır kanatlarını çırparak dans etmeye başlamış sevinçten. Kumrul ise kumdan ellerini birbirine vurarak alkışlamış.

Beşi birlikte Mars'ın yüzeyinde gezmeye başlamışlar. Işıl'ın parlaklığı sayesinde, daha önce hiç görmedikleri mağaraları keşfetmişler. Taşkan'ın güçlü kolları sayesinde büyük kayaları kaldırıp altlarında saklanan renkli kristaller bulmuşlar. Pırpır'ın uçabilme yeteneği ile yüksek tepelere tırmanmışlar. Kumrul ise kumdan köprüler yaparak vadileri aşmalarına yardımcı olmuş.

Günler böyle mutlu geçerken, bir gün Mars'ta büyük bir toz fırtınası kopmuş. Fırtına o kadar güçlüymüş ki, Kumrul'un vücudundaki kumlar dağılmaya başlamış. Dostları çok endişelenmişler. Işıl hemen parlak ışınlarıyla Kumrul'un etrafında bir kalkan oluşturmuş. Taşkan güçlü kollarıyla onu tutmuş, Pırpır ise kanatlarıyla ters yönde rüzgar yaparak fırtınanın etkisini azaltmış.

Hep birlikte çalışarak Kumrul'u kurtarmışlar. Bu olay onların dostluğunu daha da güçlendirmiş. Kumrul, "Sizin gibi dostlarım olduğu için çok şanslıyım," demiş gözyaşları içinde. Işıl, "Gerçek dostlar zor zamanda belli olur," diye eklemiş.

Aradan günler geçmiş ve Işıl'ın ailesine dönme vakti gelmiş. Dostlarına veda ederken hepsi çok duygulanmış. Taşkan, Pırpır ve Kumrul ona Mars'tan özel bir kristal hediye etmişler. Işıl da onlara kendi ışığından birer parça bırakmış, böylece geceleri yalnız hissetmeyeceklermiş.

Işıl evine dönerken anlamış ki, uzaklarda yeni yerler keşfetmek güzelmiş ama asıl hazine edindiği dostluklarmış. O günden sonra ne zaman Mars'a baksa, dostlarının kendisini beklediğini bilir, içi mutlulukla dolarmış.

Gökten üç yıldız düşmüş; biri bu masalı okuyan çocukların kalbine, biri gerçek dostluğa, biri de uzayın sonsuz güzelliklerine...