Sabırlı Minik Balıkçı
Genç Emre, büyüklerinin sözünü dinlemediği için zor duruma düşer ama sabır ve azimle bu durumun üstesinden gelmeyi öğrenir.

Bir varmış bir yokmuş, Antalya'da deniz kıyısında küçük bir kasabada Emre adında bir çocuk yaşarmış. Emre'nin babası ve dedesi balıkçıymış. Her sabah tekneleriyle denize açılır, akşam sepetleri balık dolu dönerlermiş.
Emre de balıkçı olmak istiyormuş ama daha çok küçükmüş. Bir gün babası "Emre, artık büyüdün ve balık tutmayı öğrenmeye başlayabilirsin" demiş. Emre sevinçten "Yaşşasınnn! Yaşşasınnn!" diye zıplamış. Babası "Ama önce sabretmeyi öğrenmelisin, balıkçılık sabır işidir" diye eklemiş.
Ertesi gün Emre, babası ve dedesiyle birlikte küçük bir kayığa binmiş. Dedesi ona "Bak Emrecik, balık tutarken üç önemli kural var: Birincisi, büyüklerin sözünü dinlemek. İkincisi, sabırlı olmak. Üçüncüsü ise asla pes etmemek" demiş. Emre başını sallamış ama içten içe "Ne kadar sıkıcı kurallar" diye düşünmüş.
Kayıkta babası Emre'ye nasıl oltayı tutacağını, yemi nasıl takacağını göstermiş. "Oltayı attıktan sonra sabırla beklemen gerekiyor, hemen çekmeye çalışma" demiş. Ama Emre çok heyecanlıymış ve sabırsızlanıyormuş. "Kıpır kıpır kıpır" diye duramıyormuş yerinde.
Öğle vakti dedesi ve babası kıyıda yemek hazırlamak için kayıktan inmiş. "Emre, biz dönene kadar sakın tekneden ayrılma ve oltanı suya atma" demiş babası. Ama Emre onlar gider gitmez "Ben de balık tutabilirim" diyerek oltasını denize atmış.
Çok geçmeden oltasına bir şey takılmış. Emre heyecanla "Yakaladım! Yakaladım!" diye bağırmış. Ama çok güçlü çekmiş ve birden dengesini kaybedip küçük kayıktan denize düşmüş. "Plaaşşş!" diye bir ses çıkmış.
Emre yüzme biliyormuş ama kayığın uzaklaştığını görünce korkmuş. Kıyıdan uzakta, soğuk suda titreyerek kalmış. Bağırmaya başlamış "Yardım edin! Baba! Dede!" diye. Ama kimse duymuyormuş.
Birden dedesinin sözleri aklına gelmiş: "Asla pes etme." Emre derin bir nefes almış ve sakin olmaya çalışmış. Etrafa bakınca yakındaki büyük bir kaya görmüş. "Oraya kadar yüzebilirim" diye düşünmüş ve yavaş yavaş, sakin hareketlerle kayaya doğru yüzmeye başlamış.
Kayaya vardığında çok yorulmuştu ama güvendeydi. Kayada oturup beklemeye başlamış. İçinden "Keşke babamın sözünü dinleseydim" diye düşünüyormuş. Uzun süre beklemesi gerekmiş. Güneş sıcak, bekleme süresi uzunmuş ama Emre dedesinin öğrettiği ikinci kuralı hatırlamış: "Sabırlı ol."
Nihayet, babası ve dedesi onu kayada bulmuşlar. "Emre! Çok korktuk!" diye bağırmış babası, onu kucaklarken. Emre ağlayarak "Özür dilerim baba, sözünüzü dinlemedim" demiş. Dedesi yumuşak bir sesle "Önemli olan hatandan ders çıkarman Emre" demiş.
Eve döndüklerinde Emre'nin annesi onları kapıda bekliyormuş. Emre annesine sarılıp "Anne, bugün önemli bir şey öğrendim. Büyüklerin sözünü dinlemek ve sabırlı olmak gerçekten önemliymiş" demiş.
Tepkiniz Nedir?






