Sonbaharın Kayıp Renkleri
Küçük Asya'nın sonbaharda kaybolan renkleri bulma macerasında, dedesi ve arkadaşlarıyla geçen masalıdır.

Bir varmış bir yokmuş, Anadolu'nun küçük bir köyünde Asya adında meraklı bir kız çocuğu yaşarmış. Asya'nın en sevdiği mevsim sonbaharmış. Ağaçların yapraklarının kızıla, turuncuya ve sarıya büründüğü zamanları izlemeye bayılırmış.
Bir gün köyde tuhaf bir olay olmuş. Sonbaharın tüm renkleri birden kaybolmuş. Ağaçların yaprakları griye dönmüş, gökyüzü hep bulutlu kalmış. Köylüler bu duruma çok üzülmüş. Asya'nın bilge dedesi Mehmet Dede, torununun üzüntüsünü görünce ona eski bir efsaneden bahsetmiş.
"Bak güzel kızım," demiş Mehmet Dede, "eskiden sonbaharın renkleri gökkuşağının ucunda saklı olan sihirli bir sandıkta dururmuş. Her sonbahar, renkler bu sandıktan çıkar ve dünyayı boyarmış. Belki de sandık kaybolmuştur."
Asya hemen en yakın arkadaşları İpek ve Kerem'i çağırmış. Üç kafadar, Mehmet Dede'nin rehberliğinde gökkuşağının ucunu aramaya karar vermişler. Yanlarına azık alıp köyün arkasındaki tepelere doğru yola çıkmışlar.
Yolda karşılarına yaşlı bir nine çıkmış. Nine onlara bir ipucu vermiş: "Gökkuşağının ucunu bulmak istiyorsanız, gün batımında Üç Kardeşler Tepesi'ne çıkmalısınız. Orada size yol gösteren işaretler bulacaksınız."
Çocuklar ve Mehmet Dede, tepeye tırmanırken gökyüzünde hafif bir gökkuşağı belirmiş. Kerem birden yerdeki taşların üzerindeki işaretleri fark etmiş. Taşlar onları bir mağaraya yönlendiriyormuş.
Mağaranın içinde, sihirli sandığı bulmuşlar. Sandık kilitliymiş ve üzerinde bir bilmece yazıyormuş: "Dört mevsim içinde en renkli olan benim, yapraklarım dans eder rüzgarla her an. Söyle bakalım ben hangi mevsimim?" Asya hemen cevabı bulmuş: "Sonbahar!"
Sandık açılmış ve içinden rengarenk ışıklar fışkırmış. Işıklar gökyüzüne yükselip tüm köyün üzerine yayılmış. Ağaçların yaprakları yeniden kızıla, sarıya ve turuncuya bürünmüş. Köy eski güzelliğine kavuşmuş.
O günden sonra köyde her sonbahar mevsiminde renkler daha da canlı olmuş. Asya ve arkadaşları bu maceralarını hiç unutmamışlar. Her sonbahar geldiğinde, Üç Kardeşler Tepesi'ne çıkıp renklerin dansını izlemişler.
Ve gökten üç yaprak düşmüş: Biri kıpkırmızı olup masalı anlatanlara, biri sapsarı olup dinleyenlere, biri de turuncu olup doğanın güzelliklerini koruyanlara...
Tepkiniz Nedir?






