Sevgi Çiçeği Peşinde
Dört arkadaşın, annelerine hediye etmek için Karadeniz'in yüksek yaylalarında sihirli Sevgi Çiçeği'ni aramalarının masalıdır.

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, Ankara'nın şirin mi şirin bir semtinde, dört tatlı arkadaş varmış. Ayşe, Kerem, Zeynep ve Murat adındaki bu yavrucaklar, bir gün canım öğretmenleri Sevgi Hanım'dan öyle güzel bir hikâye dinlemişler ki!
Meğer Karadeniz'in yemyeşil yaylalarında, Gökdere köyünde, yılda bir kez açan sihirli bir çiçek varmış. Anadolu Sevgi Çiçeği derlermiş ona. Öyle değerliymiş ki, ailelere mutluluk ve şans getirirmiş.
Dört kafadar hemen kolları sıvamış. Kerem'in nur yüzlü dedesi Mehmet Amca'nın minik minibüsüne atlayıp düşmüşler yollara! Yanlarına köy ekmeği, peynir, anneciğin böreği, bir de sıcacık çay almışlar.
Az gitmişler uz gitmişler, dere tepe düz gitmişler. Mehmet dede türküler söylemiş, onlar da şen şakrak eşlik etmişler. Ama birden hava bozuvermiş, minibüs çamura saplanıvermiş!
Tam "Eyvah!" derlerken, karşılarına ak saçlı, nur yüzlü Fadime Nine çıkmış. Nine onları evine buyur etmiş, ıhlamur çayı ikram etmiş. "Sevgi çiçeğini bulmak için üç görevi başarmalısınız yavrularım," demiş.
İlk görev keçiciklere yem vermekmiş. İkincisi, ninelere odun taşımakmış. Üçüncüsü de minik öğrencilere ders anlatmakmış. Dört arkadaş el ele verip bütün görevleri bir bir başarmış.
Fadime Nine onlara eski bir harita vermiş. Haritayı takip ede ede, mor ve beyaz Sevgi Çiçeklerinin açtığı yamaca varmışlar. Her biri ailesini düşünerek özenle toplamış çiçekleri.
Dönüş yolunda güneş yüzünü göstermiş, sanki onların başarısına gülümsüyormuş! Köy meydanında bütün köylüler el sallamış, Fadime Nine de her birine nazarlık takmış.
Eve vardıklarında anneler, babalar öyle mutlu olmuş, öyle duygulanmış ki! O günden sonra Sevgi Çiçekleri evlerinin en güzel köşesinde açmış durmuş.
Gökten üç elma düşmüş: Biri sevgiyi yaşatanlara, biri fedakârlık yapanlara, biri de bu masalı dinleyenlere...
Tepkiniz Nedir?






