Yaz Mevsiminde Deniz Kabukları

Bir varmış bir yokmuş, masmavi denizin kıyısında küçük bir balıkçı köyünde Ada adında meraklı bir kız çocuğu yaşarmış. Ada'nın dedesi köyün en eski balıkçısıymış ve ona denizcilik hakkında pek çok şey öğretirmiş.

Son zamanlarda köyde balıklar azalmış, balıkçılar günlerce denize açılmalarına rağmen ağları boş dönüyormuş. Köylüler geçim sıkıntısı çekmeye başlamış. Ada'nın dedesi Kaptan Osman, torununun üzüntüsünü görünce ona eski bir efsaneden bahsetmiş.

"Bak güzel kızım," demiş, "eskiden bu kıyılarda sihirli deniz kabukları varmış. Bu kabuklar denizin dilinden anlarmış. Belki de onları bulursak balıkların nereye gittiğini öğrenebiliriz."

Ada hemen en yakın arkadaşı Deniz'i çağırmış. İki kafadar sahilde kabuk aramaya başlamışlar. Tam umutlarını kaybedecekken, kumların arasında gökkuşağı renklerinde parlayan üç kabuk bulmuşlar.

Kabukları kulaklarına götürdüklerinde, denizin fısıltılarını duymaya başlamışlar. Deniz onlara balıkların, kıyıdaki fabrikanın atıklarından kaçtığını anlatmış. Ada ve Deniz hemen köyün bilge ninesi Ayşe'ye koşmuşlar.

Ayşe Nine kabukları incelemiş ve "Bu kabuklar size yol gösterecek," demiş. "Gece dolunayda sahile gidip kabukları suya bırakmalısınız. Onlar size balıkları geri getirecek yolu gösterecek."

O gece Ada, Deniz ve Kaptan Osman sahile gitmişler. Dolunayın ışığında kabukları suya bırakmışlar. Kabuklar denizde parlak bir yol oluşturmuş ve bu yol, fabrika atıklarının denize karıştığı yere götürmüş onları.

Kaptan Osman durumu hemen belediyeye bildirmiş. Fabrika atıkları temizlenmiş ve denize filtre sistemi kurulmuş. Çok geçmeden balıklar geri dönmeye başlamış. Köy eski bereketli günlerine kavuşmuş.

O günden sonra köyde her yaz mevsiminde çocuklar sahilde renkli kabuklar aramaya devam etmişler. Ada ve arkadaşları bu sihirli macerayı hiç unutmamışlar. Her akşam güneş batarken sahile inip denizin fısıltılarını dinlemişler.

Ve masmavi denizden üç dalga yükselmiş: Biri masalı anlatanlara, biri dinleyenlere, biri de denizi temiz tutanlara hediye olmuş...