Uyku Ülkesi Macerası
Küçük Emre rüyasında gittiği uyku ülkesinde bir ders öğrenir.

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde Emre adında küçük bir çocuk varmış. Bu çocuk akşam olunca hiç uyumak istemezmiş. Annesi her gece "Hadi Emre, uyku vakti geldi!" dese de o "Hayıııır, daha oyun oynayacağım!" diye bağırıp dururmuş. Babası da "Oğlum, erken yat ki sabah dinç uyanasın" dese de Emre hiç dinlemezmiş.
Bir gece Emre yine çok geç saatte, yorgunluktan gözleri kapanıp yatağına düşmüş. Rüyasında kendini çok tuhaf bir yerde bulmuş. Etrafı mor bulutlarla kaplı, gizemli bir ülkeymiş burası. Ağaçların yaprakları gümüş gibi parlar, çiçekler "Tıngır mıngır!" diye müzik çalarmış. Emre şaşkınlıkla "Burası neresi?" diye kendi kendine mırıldanmış.
O anda karşısına yaşlı, bilge görünümlü bir adam çıkmış. "Hoş geldin Emre, ben bu ülkenin bekçisiyim" demiş. "Burası Uyku Ülkesi'dir ve sadece geç yatan, anne babasını dinlemeyen çocuklar buraya gelir." Emre merakla "Neden?" diye sormuş. Bekçi üzgün bir sesle "Çünkü onlara önemli bir ders vermek gerekir" demiş.
Bekçi Emre'yi çok tuhaf bir yere götürmüş. Orada çok yorgun, sıska ağaçlar varmış ve yaprakları "Hışır hışır!" diye üzgün sesler çıkarırmış. "Bak Emre, bu ağaçlar geç yatan çocukların ağaçları" demiş bekçi. "Geç yattıkları için güçsüz ve mutsuzlar." Emre ağaçları görünce "Vay, ne kadar üzgün görünüyorlar!" demiş ve içi sıkılmış.
Sonra bekçi onu başka bir tarafa götürmüş. Orada çok güzel, yeşil ağaçlar varmış ve meyveleri "Şıkır şukur!" diye sevinçle sallanırmış. "Bu ağaçlar da erken yatan, anne babasını dinleyen çocukların ağaçları" demiş. "Bak ne kadar güçlü ve mutlular!" Emre bu ağaçları görünce "Vay be, bunlar çok güzel!" diye hayran kalmış.
Bekçi Emre'ye şöyle anlatmış: "Erken yatan çocuklar sabah çok dinç uyanır, okula neşeyle giderler, derslerinde başarılı olurlar." Sonra elini Emre'nin omzuna koyup "Anne baban seni çok seviyor ve senin iyiliğin için erken yatmanı istiyorlar" demiş. Emre anne babasının ne kadar haklı olduğunu anlamış ve "Keşke onları dinleseydim!" demiş.
Bekçi gülümseyerek "Henüz çok geç değil Emre" demiş. "Eğer bundan sonra anne babanı dinler, erken yatarsan, sen de mutlu ağaçlar gibi güçlü ve neşeli olursun." Emre kararlılıkla "Evet! Bundan sonra annemin ve babamın sözünü dinleyeceğim!" demiş. O anda etrafında "Çıngırak çıngırak!" diye sevinçli sesler duyulmuş.
Emre birden uyandığında sabah olmuştu ve kendini çok yorgun hissediyormuş. Annesinin yanına koşup "Anne, artık seni dinleyeceğim ve erken yatacağım!" demiş. Annesi çok sevinmiş ve Emre'yi sımsıkı sarılmış. O akşamdan itibaren Emre annesinin söylediği saatte yatmış ve sabahları çok güçlü uyanmış.
Artık Emre her akşam zamanında yatar, anne babasını dinler olmuş. Okula neşeyle gider, arkadaşlarıyla güzel oyunlar oynar ve derslerinde çok başarılı olmuş. Ailesi de çok mutlu olmuş çünkü evde artık huzur varmış ve Emre çok uslu bir çocuk olmuş.
Masalımız böylece sona ermiş. Gökten üç yaprak düşmüş: Biri erken yatanlara güç veren bir dal olmuş. Biri masalı dinleyen çocukların kalbine itaat sevgisi dolmuş. Biri de herkesin evine anne baba sevgisi yerleşmiş. Ve gökyüzü masal gibi gülümsemiş.
Tepkiniz Nedir?






