Altın Kalpli Manav

Dürüst bir manavın hırsızlık ile ilgili masalıdır.

Altın Kalpli Manav

Bir zamanlar küçük bir kasabada Ali Usta adında dürüst bir manav yaşarmış. Her sabah erkenden dükkânını açar, taze meyveleri düzenler, sebzeleri güzelce sırarlarmış. Ali Usta fakir bir adamdı ama kalbi altından da değerliymiş. Müşterilerine her zaman güleryüzle davranır, terazide hile yapmazmış.

Bir gün dükkânına zengin bir tüccar gelmiş. Tüccar çok güzel kıyafetler giyinmiş ve parmağında kocaman elmas bir yüzük varmış. "Bu portakallardan bir kilo alacağım" demiş tüccar. Ali Usta "Tabii efendim, en tazelerini seçeyim" demiş ve portakalları tartmaya başlamış. Tüccar telefonuyla meşgul olmuş.

Portakalları tartarken tüccarın yüzüğü elinden çıkıp portakalların arasına "Tıngır!" diye düşmüş. Ali Usta yüzüğü görmüş ama tüccar telefonla konuşuyormuş. "Bitirsin söylerim" diye düşünmüş ve yüzüğü masanın üzerine koymuş. Ama tüccar telefonu bitirdiğinde telaşla "Çok geç kaldım!" demiş ve parasını verip koşarak çıkmış.

Ali Usta "Ey efendim, yüzüğünüz!" diye bağırmış ama tüccar duyamamış. Manav elindeki kıymetli yüzüğe bakmış. "Bu yüzükle ne çok borç ödeyebilirim" diye geçirmiş aklından. Ama hemen "Estağfirullah!" demiş. "Bu helal paramla değil, emanet" demiş kendi kendine.

Günlerce yüzüğü saklamış ve tüccarı beklemiş. Komşuları "Ali Usta, o zengin adam bir daha gelmez, yüzüğü sat!" demişler. Ama Ali Usta "Hayır! Bu emanettir, sahibi gelene kadar beklerim" demiş kararlılıkla. Geceleri yüzüğü güvenli bir yerde saklar, gündüzleri de dükkânında çalışırmış.

Bir ay sonra tüccar tekrar gelmiş ve çok üzgün görünüyormuş. "Ali Usta, burada bir yüzük düşürmüş müyüm?" diye sormuş umutla. Manav gülümseyerek "Evet efendim, işte burada!" demiş ve yüzüğü getirmiş. Tüccar "Ooooh!" diye sevinip "Nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum!" demiş.

Tüccar Ali Usta'ya büyük bir ödül vermek istemiş ama manav "Gerek yok efendim, bu benim görevimdi" demiş alçakgönüllülükle. Tüccar çok etkilenmiş ve "Sen gerçekten dürüst bir insansın" demiş. O günden sonra kasabadaki tüm zenginler Ali Usta'dan alışveriş yapmaya başlamış.

Manav dükkânı çok meşhur olmuş ve Ali Usta artık rahat yaşar hale gelmiş. Ama hiçbir zaman gururlanmamış ve her zaman dürüstlüğünü korumuş. Komşularına "Helal kazanç bereketlidir, haram para hiç hayır getirmez" dermiş. Kasabadaki herkes onu örnek almış ve dürüstlük yayılmış her yere.

Ali Usta mutlu ve huzurlu yaşamış. Her gece yatağına yattığında vicdanı rahatmış. "Elhamdülillah, doğru yoldan ayrılmadım" dermiş ve huzur içinde uyurmuş. Dürüstlüğün en büyük hazine olduğunu herkese göstermiş.

Gökten üç altın terazi düşmüş: Biri dürüst ellerin yanında bereket olmuş. Biri masalı dinleyenlerin kalbine temiz vicdan yerleşmiş. Biri de herkesin aklına "hırsızlık kötüdür, dürüstlük güzeldir" mesajını nakşetmiş. Ve gökyüzü masal gibi gülümsemiş.

Paylaş

Tepkiniz Nedir?

Beğendim Beğendim 4
Beğenmedim Beğenmedim 0
Sevdim Sevdim 1
Güldüm Güldüm 0
Kızdım Kızdım 0
Üzüldüm Üzüldüm 0
Şaşırdım Şaşırdım 0