Simge ve Karlar Kraliçesi

Simge'nin arkadaşı Tolga'nın Karlar Kraliçesi ile masalıdır.

Simge ve Karlar Kraliçesi

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak bir kasabada Simge ve Tolga adında iki genç arkadaş yaşarmış. Simge adında güzel genç kız, saçları altın telleri gibi sarı, gözleri gökyüzü gibi mavi, kalbi güneş gibi sıcakmış. Tolga adında yakışıklı genç erkek, saçları kestane gibi kahverengi, gözleri deniz gibi yeşil, gülüşü çiçek gibi güzelmiş. İkisi çocukken tanışmış, en iyi arkadaş olmuşlar, hiç ayrılmazlarmış.

Kış geldiğinde kar taneleri pamuk gibi beyaz yere düşer, genç arkadaşlar bahçede kardan adam yapar, kızakla kayarlarmış. Tolga bir gün "Bak Simge, kar taneleri ne kadar güzel!" derken, birden buz gibi soğuk bir rüzgar esmiş. Gökten kristal gibi parlayan büyülü bir kar tanesi Tolga'nın gözüne değmiş.

O andan itibaren Tolga değişmeye başlamış. Gözleri buz gibi soğuk olmuş, gülümsemesi kaybolmuş. "Bu çiçekler çirkin, bu oyunlar sıkıcı" demeye başlamış. Simge'ye "Sen çok saf ve çocuksun, benimle vakit geçirme!" demiş. Zavallı Simge'nin kalbi cam gibi kırılmış, gözyaşları inci gibi döküldükten sonra "Tolga'm neden böyle oldun?" diye sormuş.

Günlerden bir gün Tolga bahçede dolaşırken, gökten kristal gibi parlayan büyük bir kızak inmiş. Üzerinde kar gibi beyaz elbiseli, taç gibi parlak başlığı olan, gözleri elmas gibi soğuk Karlar Kraliçesi oturuyormuş. "Gel benimle genç adam, seni buzdan sarayımda ağırlayayım" demiş büyülü sesiyle. Tolga büyülenmiş gibi kızağa binmiş ve "Vınn!" diye göklere yükselmiş.

Simge akşam Tolga'yı arayınca bulamayınca, kalbi acıyla dolmuş. Komşular "Tolga kayboldu" demişler ama Simge "Hayır, onu bulacağım!" demiş kararlılıkla. Sıcak botlarını giymiş, pelerin gibi kalın montunu almış ve "Tolga'mı getireceğim" diye yola çıkmış. Rüzgar "Hıuu hıuu!" diye esiyor, kar "Çıtır çıtır!" diye ayaklarının altında kırılıyormuş.

Yolda güller diyarında yaşayan güzel bir büyücü kadınla karşılaşmış. Kadın "Genç kızım, nereye gidiyorsun böyle?" diye sormuş. Simge hikayesini anlatınca, kadın "Ben sana yardım edeceğim, işte bu sihirli kolye" demiş. Simge'ye elmas gibi parlayan bir kolye vermiş ve "Bu seni soğuktan koruyacak" demiş.

Daha sonra yolda konuşan bir geyik bulmuş. Geyik "Hop hop hop!" diye zıplayarak "Ben seni Karlar Kraliçesi'nin buzdan sarayına götürürüm" demiş. Simge geyiğin sırtına çıkmış ve kar fırtınasının içinden uçar gibi gitmeye başlamışlar. Rüzgar "Şaaak şuuuk!" diye çığlık atıyor, kar taneleri yüzlerini okşuyormuş.

Sonunda buzdan sarayın kapısına varmışlar. Saray kristal gibi parlak, duvarları elmas gibi şeffaf, kapıları gümüş gibi parıldıyormuş. Simge içeri girdiğinde Tolga'yı bulmuş ama o buz gibi soğuk, gözleri cam gibi donmuş halde oturuyormuş. "Tolga! Benim, Simge!" diye bağırmış ama Tolga tanımamış.

Karlar Kraliçesi "Bu genci alamazsın, o artık benimdir" demiş soğuk sesiyle. Ama Simge korkmamış, Tolga'nın yanına koşmuş ve onu sımsıkı sarılmış. "Seni çok seviyorum Tolga, hatırla bizi!" demiş. Simge'nin sıcak gözyaşları Tolga'nın soğuk yüzüne değdiğinde, büyü bozulmuş ve Tolga'nın gözleri tekrar yeşil olmuş.

"Simge! Sen misin?" diye bağırmış Tolga ve ikisi birbirlerine sarılmışlar. Karlar Kraliçesi "Ah! Gerçek sevgi büyümü bozdu!" demiş ve kar tanesi gibi eriyip kaybolmuş. Saray da erimeye başlamış ve geyik onları hızla oradan uzaklaştırmış.

Eve döndüklerinde herkes çok sevinmiş. Tolga eskisi gibi neşeli olmuş, Simge'nin yanından hiç ayrılmamış. "Simge, sen gerçek bir dostsun, beni kurtardın" demiş minnetle. İkisi yine birlikte dolaşır, sohbet eder, mutlu yaşarlarmış. Artık hiçbir büyü onları ayıramazmış.

Gökten üç altın kar tanesi düşmüş:
Biri dostluğun yanında sadakat çiçeği açmış.
Biri masalı dinleyenlerin kalbine sevginin gücü yerleşmiş.
Biri de herkesin aklına "gerçek sevgi her büyüyü bozar" mesajını vermiş.

Paylaş

Tepkiniz Nedir?

Beğendim Beğendim 2
Beğenmedim Beğenmedim 0
Sevdim Sevdim 0
Güldüm Güldüm 0
Kızdım Kızdım 0
Üzüldüm Üzüldüm 0
Şaşırdım Şaşırdım 0