Buzuldan Ormana Uzanan Dostluk

Bir varmış bir yokmuş, okyanus kıyısında buz dağlarının olduğu soğuk bir yerde penguenler yaşarmış. Biraz ötede ise ılık bir nehrin kenarında, yeşil ağaçların arasında kapibaralar yaşarmış. Bu iki grup hiç karşılaşmaz, birbirlerini tanımazlarmış.

Penguen ailesinde Pati adında küçük, meraklı bir penguen varmış. Pati'nin simsiyah tüyleri, beyaz karnı ve minik turuncu ayakları varmış. Her gün buzlarda "Kayyyy!" diye kayar, "Plop plop!" diye suda yüzermiş. Pati çok meraklıymış ve her şeyi keşfetmek istermiş.

Bir gün Pati'nin annesi ona "Buz dağının ötesine gitme sakın! Orada tehlikeli akıntılar var" demiş. Pati "Tamam anneciğim" demiş ama içinden "Acaba orada ne var?" diye düşünmüş. Merakı o kadar büyükmüş ki, karnında kelebekler uçuyormuş.

Aynı zamanda, nehir kenarında Koko adında minik bir kapibara yaşarmış. Koko'nun yumuşak kahverengi tüyleri, yuvarlak burnu ve sevimli gözleri varmış. Her gün "Hışır hışır!" diye otları yiyor, "Şıp şıp!" diye suda yüzüyormuş. Koko da tıpkı Pati gibi macera seviyormuş.

Koko'nun annesi de ona "Nehrin aşağısına, denize yakın yere gitme! Orada tehlikeli akıntılar var" demiş. Koko "Tamam anneciğim" demiş ama o da içinden "Acaba orada ne var?" diye düşünmüş.

Bir gün Pati annesinin uyarısını unutup, buz dağının ötesine gitmeye karar vermiş. "Tap tap tap" diye minik adımlarla yürüyerek yasak bölgeye varmış. Aynı gün Koko da annesinin sözünü unutup nehrin aşağısına doğru yüzmeye başlamış. "Küt küt küt" diye kalbi hızla atarken yasak bölgeye gelmiş.

İşte tam o sırada, buz dağı ile nehrin buluştuğu yerde Pati ile Koko karşı karşıya gelmişler. İlk başta birbirlerinden korkmuşlar. Pati "Vay canına! Sen de nesin?" diye sormuş. Koko "Ben bir kapibarayım. Ya sen?" diye cevap vermiş. "Ben de bir penguenim" demiş Pati.

İki küçük hayvan birbirlerini incelemeye başlamışlar. Pati "Senin tüylerin ne kadar yumuşacık!" demiş. Koko "Senin ayakların ne kadar turuncu!" diye karşılık vermiş. Çok geçmeden arkadaş olmuşlar ve birlikte oynamaya başlamışlar.

Pati, Koko'ya buz üzerinde kaymasını öğretmiş. "Önce minik adımlar, sonra kayyyy!" demiş. Koko düşe kalka öğrenmeye çalışmış. Koko ise Pati'ye otların arasında saklanmayı göstermiş. "Hışır hışır, saklan ve sessiz ol" demiş.

O kadar eğleniyorlarmış ki, havanın kararmaya başladığını fark etmemişler. Tam o sırada, denizden büyük bir dalga gelmiş. "Gümmm!" diye bir ses duyulmuş. Dalga o kadar büyükmüş ki, Pati ve Koko'yu sürüklemeye başlamış. "İmdat! Yardım edin!" diye bağırmışlar.

Neyse ki, Pati ve Koko'nun anneleri çocuklarını merak edip onları aramaya çıkmışlar. Çocukların seslerini duyunca hemen yardıma koşmuşlar. Penguen annesi yüzerek, kapibara annesi ise suda hızla ilerleyerek çocuklarını kurtarmışlar.

Güvenli bir yere vardıklarında, iki anne de çocuklarına sarılmış. "Sana yasak bölgeye gitme demedim mi?" demiş Pati'nin annesi üzgün bir sesle. "Senin de oraya gitmemen gerektiğini söylemiştim" demiş Koko'nun annesi. İki minik hayvan da başlarını öne eğip "Özür dileriz" demişler.

"Annemizin sözünü dinleseydik, tehlikeye düşmezdik" demiş Pati. "Haklısın, bundan sonra büyüklerimizin öğütlerini dinlemeliyiz" diye eklemiş Koko. Anneler çocuklarının bu sözlerini duyunca gülümsemişler.

O günden sonra, penguen ve kapibara aileleri arkadaş olmuşlar. Pati ve Koko hep birlikte, güvenli yerlerde oynamışlar. Artık hem arkadaşlığın değerini hem de anne sözü dinlemenin önemini çok iyi biliyorlarmış.

Masalımız da burada bitmiş. Gökyüzünden üç damla su düşmüş; biri anne sözü dinleyenlere, biri gerçek dostluk kuranlara, biri de bu masalı dinleyip kalbinde sevgi büyütenlere düşmüş.