Cesur Yürekli Balıklar

Bir varmış bir yokmuş, derinlikleri masmavi, mercanları rengarenk olan büyük bir okyanus varmış. Bu okyanusta Fin adında meraklı bir balık yaşarmış. Fin ve arkadaşları her gün "Fış fış fış" diye yüzer, mercan kayalıklarında saklambaç oynarlarmış. Fin en çok güneş ışınlarının suya vurup gökkuşağı renkleri oluşturmasını izlemeyi severmiş.

Son zamanlarda okyanusun suları ısınmaya başlamış. Mercan kayalıkları beyazlaşıyor, deniz otları azalıyormuş. Bir gün Fin yüzerken "Tak tuk tak" diye sesler duymuş. Bu ses, deniz kaplumbağası Torbi'nin bir şişeye takıldığı için çıkarttığı sesmiş. Fin hemen Torbi'yi kurtarmak için yanına gitmiş.

"Teşekkür ederim Fin," demiş Torbi. "Dünya değişiyor. Okyanuslarımız ısınıyor ve bazı insanlar bunun farkında değil henüz. Denizde yaşamayan insanlar, yaptıklarının bizi nasıl etkilediğini bilmiyorlar." Fin şaşkınlıkla "Dünyamız ısınıyor mu? Bu yüzden mi mercanlarımız beyazlaşıyor?" diye sormuş. Torbi başını sallayarak onaylamış.

Fin hemen arkadaşlarını toplamış. Parlak renkli balık Lila, cesur ahtapot Octo ve bilge balina Blu'ya durumu anlatmış. "Vıp vıp vıp" diye seslenerek daha fazla deniz canlısını yanlarına çağırmışlar. Blu "İnsanlar aslında denizi severler, sadece yaptıklarının sonuçlarını göremiyorlar. Onlara göstermemiz gerek" demiş.

Octo sekiz koluyla dans etmeye başlamış. Lila parlak pullarını kullanarak okyanusa yüzmeye gelen çocukların dikkatini çekmiş. Fin ise Torbi'yle birlikte yüzeye çıkıp insanlara okyanusu göstermeye çalışmış. Balıklar hep birlikte "Dostluk dansı" yapmaya başlamışlar ve denize düşen bir şişeyi çocuklara göstermişler.

Çocuklar Fin ve arkadaşlarının bu dansını görünce çok şaşırmışlar. Bir kız çocuğu "Bakın, balıklar bize bir şey anlatmaya çalışıyor! Denizi korumamızı istiyorlar" demiş. Çocuklar hemen şişeyi çıkarmışlar ve "Şıp şap şıp şap" sesleriyle kendi temizlik danslarını yapmışlar.

Eve gidince çocuklar ailelerine balıkların dansını anlatmışlar. Aileler önce şaşırmış ama çocuklar o kadar heyecanlı anlatmışlar ki, aileler de merak etmiş. Bir baba "Belki bizim de yapabileceğimiz şeyler vardır" demiş. Bir anne "Evet, doğayı seven insanlar olarak daha dikkatli olabiliriz" diye eklemiş. Bir dede "Küçükken deniz çok temizdi, yine öyle olsun isterim" demiş.

Günler sonra Fin ve arkadaşları, insanların sahillerde temizlik yaptığını, bisikletlerle dolaştığını ve ağaçlar diktiğini görmüşler. Octo sevinçle "Zıp zıp zıp!" diye yerinde zıplamış. Lila "İnsanlar ve deniz canlıları birlikte çalışınca neler başarabiliyoruz!" diye dans etmeye başlamış. Blu gülümseyerek "Bilinçli olmak ve işbirliği yapmak, değişimin anahtarıdır" demiş.

Aradan yıllar geçmiş. Okyanus yavaş yavaş temizlenmeye, sular dengelenmeye, mercanlar renklenmeye başlamış. Fin artık yaşlanmış bir bilge balıkmış ve genç balıklara "İnsanlarla dost olup onlara denizi anlattık, onlar da bize yardım ettiler" diye anlatıyormuş. Genç balıklar hayranlıkla "Vaaay!" diyorlarmış.

Gökyüzünden üç damla temiz yağmur düşmüş; biri denizlere, biri ormanlara, biri de bu masalı dinleyip doğaya sevgiyle bakanlara. Unutma ki, anlayış ve işbirliği ile insanlar ve doğa birlikte uyum içinde yaşayabilir.