Deniz Prensesi Lina

Bir zamanlar mavimsi denizlerin derinliklerinde güzel bir su altı krallığı varmış. Bu krallıkta Lina adında minik bir deniz prensesi yaşarmış. Lina'nın altın sarısı saçları varmış ve kuyruğu gökkuşağı gibi rengarenkmiş.

Deniz Kralı Lina'nın babasıymış. Çok sevgi dolu bir babıymış ve kızını çok korurmuş. Su altı sarayları çok güzelmiş, mercan duvarları ve inciler vardımış her yerde.

Lina'nın en yakın arkadaşı Pıtırcık adında küçük bir denizatıymış. Bir de Baloncuk adında neşeli bir balığı varmış. Üçü hep birlikte su altında oynarlarmış.

Günlerden bir gün Lina çok sıkılmış. "Hep aynı yerlerde oynuyoruz!" demiş. "Denizin uzak yerlerini görmek istiyorum!" Pıtırcık ve Baloncuk da heyecanlanmış.

"O zaman maceraya çıkalım!" demiş Pıtırcık. "Ama babam izin vermez!" demiş Lina üzgünce. "Gizlice gideriz, kimse anlamaz!" demiş Baloncuk.

Üç arkadaş gizlice yüzmeye başlamışlar denizin derinliklerine doğru. Çok güzel yerler görmüşler. Renkli mercanlar, parlak taşlar, dans eden yosunlar varmış.

Yüzerlerken büyük bir mağara bulmuşlar. Mağaranın içi pırıl pırıl parlıyormuş. "Vay canına!" demiş Lina hayretle. "Bu ne güzel bir yer!"

Mağaranın içinde yaşlı bir kaplumbağa varmış. "Merhaba küçükler!" demiş kaplumbağa nazikçe. "Ben Bilge Kaplumbağa'yım. Burası benim evim!"

"Biz maceracıyız!" demiş Lina gururla. "Su altının en güzel yerlerini arıyoruz!" Bilge Kaplumbağa gülümsemiş. "O zaman size harika yerler gösterebilirim!"

İlk önce inci bahçesine götürmüş onları. Binlerce inci parlıyormuş orada. "Bu inciler denizin hediyesidir!" demiş kaplumbağa. Lina çok şaşırmış güzelliğe.

Sonra rengarenk balık okuluna götürmüş. Kırmızı, sarı, mavi balıklar hep birlikte dans ediyorlarmış. "Hoş geldiniz!" demişler balıklar neşeyle.

Lina, Pıtırcık ve Baloncuk balıklarla dans etmişler. "La la la!" diye şarkı söylemişler su altında. Çok eğlenceli bir dans olmuş.

En sonunda sihirli yosun ormanına götürmüş kaplumbağa. Yosunlar müzik çalıyorlarmış rüzgarda. "Fışır fışır!" diye tatlı sesler çıkıyormuş.

"Bu orman sihirlidir," demiş Bilge Kaplumbağa. "Burası dostluğu güçlendirir!" Üç arkadaş el ele tutmuşlar ve dilek tutmuşlar.

"Hep arkadaş kalacağız!" demişler birlikte. Yosunlar daha güzel şarkı söylemeye başlamış. Sanki dileklerini duymuş gibiymiş.

Güneş batmaya yakın olmuş su üstünde. "Eve dönme zamanı geldi!" demiş Lina. Bilge Kaplumbağa onları saraya kadar uğurlamış.

"Teşekkürler Bilge Kaplumbağa!" demişler üçü birden. "Bu en güzel gündü!" Kaplumbağa mutlu olmuş çok.

Saraya döndüklerinde Deniz Kralı endişeyle bekliyormuş. "Neredeydiniz çocuklar?" diye sormuş. Lina her şeyi anlatmış babasına.

Deniz Kralı önce üzülmüş ama sonra gülümsemiş. "Dostluk çok güzel bir şeymiş kızım," demiş. "Ama bir daha haber vermeden gitme!"

O günden sonra Lina, Pıtırcık ve Baloncuk her hafta Bilge Kaplumbağa'yı ziyaret ederlermiş. Su altının güzelliklerini keşfederlermiş birlikte.

Deniz krallığında artık daha çok neşe varmış. Lina babasının izniyle arkadaşlarıyla güvenli maceralar yaşarmış.

Her gece uyumadan önce gün boyunca gördükleri güzellikleri anlatırlarmış birbirlerine. Su altı dünyası onlar için sonsuz macera doluymuş

Denizin derinliklerinde dostluk böyle güzel şarkılar söylermiş. Ve üç arkadaş mutlu mesut yaşarmış su altı krallığında.

Gökten üç inci tanesi düşmüş: Biri Lina'nın kalbine cesaret dolmuş. Biri dostluğa sonsuz güzellik katmış. Biri de denizin derinliklerine huzur getirmiş. Ve gece masal gibi geçmiş.