Küçük Mimar Ayşe'nin Masalı

Küçük Ayşe sihirli bir çizim kalemiyle mimar olma yolunda bir maceraya çıkar.

Küçük Mimar Ayşe'nin Masalı

Masalı Dinle

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, küçük bir kız varmış. Bu kızın adı Ayşe'ymiş. Ayşe her gün pencereden dışarı bakarmış ve güzel evleri izlermiş. Büyük evler, küçük evler, renkli evler... "Ben de büyüyünce böyle güzel evler yapmak istiyorum" dermiş hep. Annesi ona "Sen çok akıllı bir kızsın Ayşe, istersen olursun" dermiş.

Bir gün Ayşe bahçede oynarken topraktan parlak bir şey çıkarmış. "Vaaay, ne güzel bir kalem!" diye bağırmış sevinçle. Bu kalem sıradan bir kalem değilmiş, sihirli bir çizim kalemiymiş. Ayşe kalemi eline alır almaz kalem ışıl ışıl ışıldamaya başlamış. Zıp zıp sevinmiş Ayşe ve koşarak eve gitmiş. Annesine "Anne bak ne buldum!" diye göstermiş.

Ayşe hemen masaya oturmuş ve kağıda bir ev çizmeye başlamış. Çiz çiz çiz... Kalemi kağıda dokunur dokunmaz en güzel çizgiler çıkmaya başlamış. "Bu nasıl oluyor böyle?" diye şaşırmış küçük kız. Sihirli kalem ona tatlı bir sesle "Ben sana mimarlık öğreteceğim" diye fısıldamış. Ayşe çok şaşırmış ama çok da sevinmiş. "Gerçekten konuşuyor musun?" diye sormuş.

İlk önce evin temelini çizmiş Ayşe. Kalem ona "Güçlü temeller yapmak çok önemlidir, ev sağlam olsun diye" diye öğretmiş. Sonra duvarları eklemiş, büyük pencereler koymuş, güzel bir kapı çizmiş. Her çizdiği şey o kadar güzelmiş ki, sanki gerçek bir ev gibiymiş. Çat çut seslerle çizimler tamamlanırmış. Ayşe "Bu çok eğlenceli!" diye gülmüş.

Günler geçmiş, Ayşe her gün farklı ev tasarımları yapmış. Kedi Mırno için küçük ev çizmiş, köpek Karabaş için büyük kulübe yapmış, kuşlar için renkli yuva tasarlamış. Her hayvan çizimi görünce çok sevinirmiş. Kedi "Miyaavv miyaavv" diye, köpek "Hav hav hav" diye, kuşlar da "Cik cik cik" diye sevinç çığlıkları atarmış. Ayşe'nin çizimleri o kadar güzelmiş ki bütün köy hayran kalırmış.

Bir gün köydeki Mehmet amca "Bana da bir ev çizer misin Ayşe?" diye sormuş. Ayşe çok heyecanlanmış ve "Tabii amca!" diye cevaplamış. İlk gerçek işiymiş bu! Önce amcanın kaç kişi olduklarını sormuş, sonra nerelerde oturmak istediklerini öğrenmiş. Ölçü almış, plan yapmış, hangi malzemeler gerektiğini hesaplamış. "Hop hop hop!" diye çalışmış durmadan. Sihirli kalem ona her şeyi adım adım öğretmiş.

Ayşe'nin çizdiği planlarla ustalar çalışmaya başlamış. Tık tak tık tak çekiçler vurmuş, vınn vınn testereler çalışmış. Ayşe her gün inşaatı kontrol etmeye gitmiş. "Duvar doğru mu yapıldı? Pencereler doğru yerde mi?" diye sorarmış. Köyün en güzel evi yapılmış sonunda. Mehmet amca evini görünce "Oley oley! Ne kadar güzel olmuş!" diye haykırmış. Bütün köylüler de "Yaşasın Ayşe!" diye bağırmış.

Ayşe'nin ünü her yere yayılmış. Komşu köylerden bile insanlar gelip ondan ev istemeye başlamış. Sihirli kalem ona daha zor şeyler öğretmiş. Köprü nasıl yapılır, okul nasıl tasarlanır, hastane nasıl planlanır... Ayşe hepsini öğrenmiş ve çok güzel çizimler yapmış. "Ben gerçekten mimar oluyorum!" diye sevinmiş. Her başarılı işinden sonra "Yaşasın!" diye bağırırmış.

Yıllar geçmiş, Ayşe büyümüş ve ünlü bir mimar olmuş. Sihirli kalem hep onunla kalmış ve ona yardım etmiş. Ayşe güzel evler, okullar, hastaneler tasarlamaya devam etmiş. İnsanları mutlu eden binalar yapmış. Çünkü en güzel meslek, insanların hayallerini gerçeğe dönüştürmek ve onları mutlu etmekmiş. Her gün işine "Günaydın güzel iş!" diye başlarmış.

Gökten üç altın çivi düşmüş, biri Ayşe'ye, biri güzel evlere, biri de mimarları seven çocuklara. Masalımız burada biter, sizler de hayallerinizin peşinden koşun diye dileriz!

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow