Işıldayan Orman'ın Küçük Kahramanı
Küçük Defne'nin, hasta ninesini iyileştirmek için sihirli Işık Çiçeği'ni bulmak üzere çıktığı büyülü yolculuğu anlatan masaldır.
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, Anadolu'nun şirin mi şirin bir köyünde, Defne adında tatlı mı tatlı bir kız çocuğu yaşarmış. Her akşam, nur yüzlü ninesi Narin'den Işıldayan Orman'ın masallarını dinlermiş.
Günlerden bir gün, biricik ninesi hastalanıvermiş. Köyün bilge şifacısı Lokman Dede: "Ah yavrucağım," demiş, "Ninenin tek çaresi Işıldayan Orman'daki sihirli çiçektir!"
Defne o gece gözüne uyku girmemiş. Sabah erkenden yola çıkmaya karar vermiş. Tam hazırlanırken, kırmızı tüylü dostu tilki Kınalı çıkagelmiş. Meğer bu tilkicik sadece Defne ile konuşabilirmiş!
Az gitmişler uz gitmişler, dere tepe düz gitmişler. İkinci gün, yaşlı bir çınarın dalında bilge baykuş Hüthüt'le tanışmışlar. Hüthüt öyle bilgeymiş ki, yüzlerce yıllık hikayeleri bilirmiş.
Üç kafadar önce sallanan köprüden geçmiş, sonra konuşan ağaçların bilmecelerini çözmüşler. Dördüncü gün Işıldayan Orman'a varmışlar. Karşılarına gümüş kanatlı, saçları yıldız tozuyla parlayan peri Yıldız çıkmış.
Yıldız peri onlara üç görev vermiş: Önce uyuyan ejderha Ateşdil'in mağarasından geçmişler. Sonra Konuşan Ağaçlar'ın bilmecesini çözmüşler. En son Kristal Göl'den bir damla su almışlar.
Tüm görevleri başarınca, altın sarısı yaprakları ışıl ışıl parlayan Işık Çiçeği'ne ulaşmışlar. Yıldız peri onlara bir de sihirli değnek hediye etmiş.
Köye döndüklerinde nine çiçeği görür görmez iyileşivermiş. O günden sonra Defne'nin bahçesinde her yıl bir Işık Çiçeği açarmış. Köyün çocukları her akşam çiçeğin etrafında toplanıp masallar anlatırmış.
Gökten üç elma düşmüş: Biri cesur yüreklilere, biri dostluğa değer verenlere, biri de bu masalı dinleyenlere...
Tepkiniz Nedir?
